Zaferleri Kadar, Yüksek Modada da Öncü Bir Başkan: ATATÜRK
Liderlik, sadece karizma ve kararlılıkla değil, birebir vakitte dış görünüşle de şekillenir.
Tarih boyunca başarılı başkanlar, giysilerine büyük ihtimam göstermişlerdir.
Bu durum, moda psikolojisinde, liderlik ile güzel giysi ortasındaki derin ruhsal ilişkiyi ortaya koymaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, giysi konusunda her vakit şık ve beyefendi bir figür olarak tarihe geçmiştir. Atatürk, liderlik rolünü üstlenerek, çağdaş Türkiye’nin temellerini atarken, Haute Couture giysisiyle de örnek olmuş ve bu mevzuda öncülük etmiştir.
“Haute couture ne demek?” sorusunun yanıtını moda ile ilgili olan pek çok kişi merak eder.
Bu kavram, “yüksek terzilik” manasını taşır ve günümüzde bireye özel olarak tasarlanmış giysiler için de kullanılır. Onun ‘şapka devrimi’ de, sadece bir moda değişikliği değil, birebir vakitte zihniyet değişikliğinin sembolüdür. Kafayı değiştirmek, zihniyeti yenilemek; Atatürk’ün şapka ihtilaliyle başlattığı bu süreç, toplumun çağdaşlaşma sürecinde büyük bir adım olmuştur.
Bugün yıldönümü kutladığımız 30 Ağustos zaferine de imzasını atan Başkumandanımız Mustafa Kemal, dış görünüşün kıymetimin farkında bir başkan olarak, Türk ordusunun üniformalarını ünlü Fransız moda dizayncısı Coco Chanel’e tasarlattırmıştır. Ve ordumuz 1945’e kadar Coco Chanel tasarım üniformalarını giymiştir. Atatürk’ün giysi biçimi ve anlayışı, bir duruş ve bir hayat ideolojisidir. Atatürk modayı ve giysisi, vizyonunu ve pahalarını aktaran bir araç olarak, Türk ordusu da dahil olmak üzere, toplumun her kesitinde ustalıkla kullanmıştır.
Sonuç olarak, liderlik ve yüksek giysi ortasındaki münasebet, hem ruhsal hem de sosyokültürel boyutları olan, derin bir bağa sahiptir. Moda psikolojisinin bilhassa incelediği, bu ilginin en güçlü örneklerinden biri olarak Atatürk, moda tarihine de ismini altın harflerle yazdırmıştır.
Mutlu Barış
@psikologmutlubaris
