Tren Dizaynlarının 1948 Yılından Sonra Değişmesine Sebebiyet Veren Fecî Olay
İnsanlık tarihinin en büyük teknolojik ihtilallerinden biri buharlı lokomotiflerin icadıydı. Fakat bu ihtilal, bir dizi tehlikeli yan etkiyi de beraberinde getirdi.
1948’de Ohio’da yaşanan bir tren kazası, buharlı lokomotiflerin sonunu getiren en kıymetli olaylardan biriydi.
İlk evvel buharlı lokomotiflerin nasıl çalıştığını ele almakta yarar var.
Buharlı lokomotifler, suyun buhara dönüştürülmesiyle elde edilen enerjiyi kullanarak çalışır. Bu kolay düzenek, üç ana bileşenden oluşur: ateş kutusu, kazan ve duman kutusu.
Ateş kutusunda yakılan kömür yahut odun, kazan içerisindeki suyu ısıtır ve buhar oluşturur. Oluşan bu buhar, yüksek basınçla pistonları hareket ettirir ve tekerlekleri döndürür.
Ancak bu sistemin en büyük dezavantajı, yüksek basınç ve sıcaklık gerektirmesiydi. Bu da kazaların kaçınılmaz hâle gelmesine yol açtı.
Peki buharlı lokomotiflerin tasarımı neden 1948 yılında değişti?
13 Mayıs 1948’de, Ohio’nun Chillicothe kasabasında yaşayan bir çiftçi, evinin pencerelerini sallayan inanılmaz bir patlama sesi duydu.
Bu sesin tren raylarından geldiğini fark eden çiftçi, yaklaşan treni uyarmak için süratle sinyal fişekleri alarak yola çıktı ve olası bir felaketi önledi.
Çiftçi, patlama bölgesine geri döndüğünde lokomotifin büsbütün harap olduğunu, kasaba halkının enkazdan mühendis ve itfaiyeciyi çıkardığını gördü. Mühendis ve itfaiyeci olay yerinde hayatını kaybetmiş, fren operatörü ise hastanede ömrünü yitirmişti.
Chillicothe’deki patlama, buharlı lokomotiflerin en büyük zayıflığını bir defa daha gözler önüne serdi.
Yüksek basınç ve sıcaklık gerektiren bu sistem, küçük bir kusur yahut dikkatsizlik sonucu büyük felaketlere yol açabiliyordu. Bu nedenle daha inançlı ve ekonomik olan dizel motorlar, buharlı lokomotiflerin yerini almaya başladı.
Dizel motorlar, tek bir operatör tarafından denetim edilebiliyor, yakıt taşınması daha kolay ve ekonomikti. Ayrıca etrafa daha az zararlıydı ve büyük kül yığınları oluşturmadığı için daha temizdi.
Buharlı lokomotifler, insanlık tarihindeki en kıymetli teknolojik ilerlemelerden biriydi. Ancak yüksek risk ve maliyetleri nedeniyle yerini dizel motorlara bıraktı. 1948’de Ohio’da yaşanan patlama, bu geçişin en dramatik örneklerinden biri olarak tarihe geçti.
