Spor muharrirleri Lille – Fenerbahçe maçını yorumladı!
EMRE BOL – KRUNIC’LE OLMAZ HOCAM!
İlk yarıdaki Fenerbahçe büyük hayal kırıklığıydı. Lille’in presli oyununa hiçbir halde karşılık veremedi. Bilhassa Ferdi’nin üzerinden yapılan birbirinin birebiri ataklar yaparak onun atak tesirini büsbütün bitirdiler. Fenerbahçeli oyuncular rakibe uzak oynayınca çok rahat pas yaptılar, şut attılar.
Livakoviç’in harikulade performansı bu dakikalarda farkın açılmasını önleyen en kıymetli etkendi. İkinci yarı rakibe yakın oynayınca Fenerbahçe maça ortak oldu.Bu ortada hala Kruniç ısrarını anlamış değilim. Berbat oynadığı maçlardan sonra dahi formayı kapmayı başarıyor! Demek bizim görmediğimiz bir şeyler var! Yeni transfer Maximin’i çok beğendim.
Sarı- lacivertli grubun bütün önemli ataklarında o vardı. Süratli, adam eksiltebilen bir oyuncu. Lakin sonuçlandırma sorununun olduğunu söylemek lazım. Getiriyor lakin finalde ne yapacağının kararını hakikat veremiyor. Bitirme meşakkati var. Ve tabi savunmaya pek yardım etmiyor. Mourinho’nun oyuncu tercihleri bizi şaşırtmaya devam ediyor.
Deplasmanda alınan tek farklı yenilgi aslında umut verici. Fakat Kadıköy’de Lille’yi yenip eleyebilmek için daha güzel bir oyuna gereksinim var. Bilhassa savunmanın önünde daha yeterli defans yapacak bir libero lazım. Kruniç’le çok yumuşak kalıyoruz. Lille kadrosunun ne kadar kısa müddette orta sahayı geçtiğini görüp ona nazaran önlemlerin alınması gerekiyor. Dünyanın en uygun taktisyenlerinden Mourinho eminim bu badirelerin farkındadır.
ZEKİ UZUNDURUKAN – KADIKÖY’DE TİPİ GEÇERİZ!
Fred’siz Fenerbahçe, hamle yapmakta zorlanıyor. Fenerbahçe’nin orta alanda acil bir maestroya muhtaçlığı var. ‘Neden Krunic?’ diye de sormak lazım Mourinho’ya! Bizim göremediğimiz ne var bu Krunic’te hocam! Yeni döneme şimdi hazır olmayan iki grubun uğraşını izledik. Futbolda ‘şanssız goller yedik’ tabiri vardır ya… İşte Fenerbahçe tam da bu türlü goller yedi. Tiago orta yaptı, Oosterwolde’ye çarpan top, ağlarımıza gitti. Yediğimiz ikinci golde de Zhegrova’nın şutunda top tekrar savunmamıza çarptı ve gol oldu.
Yediğimiz birinci golden sonra çok geriye yaslandık. Lille’in topla oynamasına çok müsaade verdik. Yalnızca savunmayı düşündük. Lakin birinci yarım saatten sonra ileri çıkıp Lille’i yanılgıya zorladık. Ön alan baskısında defansında çok yanılgı yapan bir ekip Lille. Birinci yarıda Dzeko, girdiği üç gol konumunda çok makûs vuruşlar yaptı. Livakovic birinci 45’te üç muazzam kurtarış yaparak Fenerbahçe’yi ayakta tuttu.
Mourinho soyunma odasında muhakkak ki Fenerbahçeli futbolculara ‘ön alan baskısı yapın’ demiş. İkinci yarıda önde baskı yapan hamlesi düşünen, rakibin üzerine giden bir Fenerbahçe izledik. Çıkarken çok top kaptırdı Lille. Ancak biz değerlendiremedik. Maximin, kıvrak ve süratli futbolu ile Lille savunmasına adeta ecel terleri döktürdü. Maximin’i izlemek büyük keyif! Karşı karşıya iki durumda kaleci Chevalier’i geçemedik.
Mourinho, Lille tam oyundan düşmüşken, İrfan Can Kahveci atağını yaptı. İrfan Can Kahveci, golü hissetmiş olacak ki Fenerbahçe’ye ceza alanı çizgisi üzerinden bir hür vuruş kazandırdı. Ve topun başına geçti ‘frikik mühendisi’ İrfan Can Kahveci! Topu Messivari bir vuruşla 90’a taktı. İşte bu be! Sahiden muazzam bir özgür vuruş golü attı İrfan Can! İrfan Can, bu golü daima atıyor, tekrar attı! Helal olsun! Golden sonra Yusuf Dikeç selamı da çok anlamlıydı!
Bu ortada oyunun son kısmında Dzeko’nun yerine üstün transfer En- Nesyri girdi. Fakat oyunda kaldığı mühlet içinde tesirli olamadı. İkinci yarıda çok akıllı bir futbol ortaya koyduk. Tam maç berabere bitiyor derken 90+1’de tekrar top bizi sevmedi! Topun canı var derler ya o denli işte! Dün futbol topu, Lille’den yana döndü durdu. Fransa’da 2-1 kaybettik ancak dimdik ayaktayız! Bu işin Kadıköy’ü de var! Pes etmek yok! Bu Fenerbahçe, Lille’i Kadıköy’de yener ve tipi geçer!
GÜRCAN BİLGİÇ – LIVAKOVIC’IN ELLERİ
Daha 12. dakikaydı, komik bir gol yedi Fenerbahçe. Bilardoda “bant” kullanırlar, Lille kadrosu da o denli yaptı. Fakat Livakovic’in kurtardıkları o denli değildi. Ekibi maçta da tuttu, umutları Kadıköy’e taşıyan oyuncu da oldu. Mourinho’nun imza atarken yaptığı teşhis doğruydu; “Biraz daha süratli oynamamız lazım” dedi. Alandaki oyuncular, Maximin haricinde geçen dönemin takımı. Bırakın daha hızlıyı, daha yavaş bölümündeler. Konuşmak en kolayı lakin alana baktığımızda “Mourinho geldi, bu türlü oldu” diyeceğimiz bir şey yok.
Oyuncu seçimleri de farklı. Yılların kurt hocası Krunic ile maça başlıyor. Daha bir hafta evvel 45’te oyundan aldığı Krunic’i. O çıktıktan sonra ekibin oyunu temposu ne kadar değiştiği halde tekrar seçimini bu türlü yapıyor. İki düz “altı”, İsmail ve Krunic ile oynadığın halde bu kadar net durum verip, bilhassa Ferdi’nin kanadından yapılan bindirmelere de ekstra yardım gelmemesi de farklı. Fred’in sakatlığı buna münasebet ise, bıraksınlar bu işi yapmayı…
Çağlar’ın performansı defansı, Ferdi’nin temposu orta sahayı, Maximin’in uğraşları forveti görünür yaptı. Oyun planı içinde Fenerbahçe için “iyiydi” diyeceğimiz bir şey yok. 70’de ataklar geldi. İrfan Can tıpkı bir hafta öncesinde olduğu üzere oyuna olumlu kimliğini koydu, frikiği aldı, beraberlik golünü de attı. Pekala ileriye sarkan hoş haberler yok mu?
Mourinho daha oyuncuları da bilmiyor, takımın neler yapacağını da. Bu tip eleme maçlarında en az riske gidip, performanslara sırtını dayaması da bu yüzden. Son dakikalarda gelen Lille golü makus sürprizdi lakin gaye Kadıköy’e avantajlı gelmekti, bunu başardı. Yukarda bahsettiklerimiz tahlil edilecek, değişecek. Mourinho, bu yüzden özel biri…
