Sendikalardan “Geçinemiyoruz” Protestoları… Atalay, “Meclis Açıldıktan Sonra Ankara’da Türkiye’nin En Büyük Mitingini Yapacağız”
(ANKARA)– Türkiye Personel Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), ekonomik sorunlara dikkat çekmek için Ankara‘da ‘Zordayız, geçemiyoruz’ diyerek protesto düzenlendi. TÜRK-İŞ Genel Lideri Ergün Atalay, “2025 bütçesi açıklanmadan önce, Meclis açıldıktan sonra AnkaraElbette. Türkiye’nin en büyük değişimini” dedi.
TÜRK-İŞ, ekonomik politikalara dikkat çekmek için Ankara‘da ‘Zordayız, geçemiyoruz’ başlıklı açıklama yaptı. TÜRK-İŞ Genel Merkezi önünde yapılan basın açıklamasında, Genel Lider Ergün Atalay, Meclis açıldıktan sonra Ankara‘da geniş kapsamlı bir miting düzenleyeceklerini bildirdi.
Atalay, şunları söyledi:
“İl temsilcilerimiz Türkiye’nin her yerinden anlattılar. Dediler ki, ‘zordayız, geçinemiyoruz.’ O denli bir yerdeyiz ki ocakta yer alamıyoruz. Ama her türlü bir vergi sistemi dünyanın hiçbir yerinde yok. 30 bin liralık maaşın 4 bin lirası vergiye gidiyor. Haftaya Trakya’da bir sistem daha sonra. ‘Birçok sendikayla görüştük, 2025 bütçesi açıklanmadan önce, Meclis açıldıktan sonra. AnkaraElbette. Türkiye’nin en büyük mücadelesini veriyor. Hangi görevide olursa olsun herkesin adil olması gerekiyor. Kalem ellerinde diye siyasetçilere yancılık yapıyorlar. Emeklinin, taşeronun, staj mağdurlarının, bayanların gözü bu binada. Oyun sırasında olan çocuklar şu an pamukta, fındıkta çalışıyor. Bu çocukların okullarında olması gerekiyor. O çocukların tedavisine izin verilmedi. Bu taleplerimizi birleştirin, düşüncelerimizi giderin. Siz kazanana kadar 81 vilayetin sayısı devam ediyor. Bu ülkenin 100 yıldır işverenlerin denetiminde. 6 ay sonra kontrat görüşmeleri başlayacak. İstediğin en önde giderim. Çalışma seçenekleri meşakkatler çizgi safada. Ben 30 yıldır bu türden bir ekonomik zahmetli sistem. Savaşın, Kovid’in gücünün farkındayım ama iktisadın kötü yönetildiğinin de farkındayım.”
“Her şeyin fiyatı 2 yılda çıkarken, emeğin, emeklinin, fakirin geliri yerinde olsaydı”
Daha sonra basın bildirisini okuyan TÜRK-İŞ Ankara Vilayet temsili Nihat Varlıklı, şunları kaydetti:
“Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, adaletsiz vergi sistemi, klimaz çalıştırma ve kayıt dışı istihdam üzere problemler, özellikle kişiler olmak üzere, toplumun büyük parçalarından hayatlar ağırlaştırmaktadır. Yani memnun bir azınlık dışında halkımız geçişim ıstırabıyla uğraşmaktadır. Bugün burada, topluluklar Dikkat çekme ve bir önceki çalıştırma için ikazda bulunmakla birlikte toplanan, fakirin dayanacak gücü kalmadı. Büyükşehirlerde konut kiraları ortalama 15 bin liranın üzerine çıktı. Doruktan tırnağa her günkü elektrik kesintisi devam ediyor, bu ay da doğalgaza yüzde 38 devam ediliyor. kişilerin eğitim masraflarını kara kara düşünüyor. Yılbaşından çizgiye kadar iğneden ipliğe her şeyin fiyatı 2 parça çıkarken, çalışanların emeklinin, fakirin geliri yerinde olsaydı” dedi.
“Yaşanan enflasyon ile şişirme ortasında uçurum farkları vardır”
TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarına reaksiyon gösteren Zengin, konuşmasının devamında gösterdiğini söyledi:
“Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilebilir bir yanı yoktur. Yaşanan enflasyon ile enflasyon ortasında uçurum var. Emekçilere, emeklilere yapılan düşük artırımlar, her geçen gün fakiri daha da fakir hale geliyor. Emekçinin alım gücü yarışa düşüyor. Personelin ulusal gelirden aldığı hisken patronların Türkiye, ekonomik eşitsizliğinde Avrupa’da birinci, dünyada 28. sıradadır. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu eşitsizlik daha da artacaktır. Bu nedenle Tasarruf Önlemleri Genelgeyle çalışan servis ve diğer hakların kabul edilemez.Servis ve diğer haklar toplu iş mukaveleleri ile elde edilmişlerdir.Bunun genelgeyle kaybedilenleri, esas olarak Anayasa’nın ilgili kararları olmak üzere, ILO normlarına ve milletlerarası mukavelelere terstir. Tasarruf, çalışanın servisi ve diğer haklarının elden teslim edilmesi değil kamuda ki israfın engellenmesi ile saklanması.
İşçilerin enflasyonun nedeni değil, mağdurudur. Enflasyonun bir önceki gerçek oranlarla açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır.
“Gelir oranı basamak ve oranları iledilikle güncellenmeli”
Parasal gelir adaletini sağlamak için vergi sistemindeki adaletin sağlanması gerekmektedir. Bu ülkenin finansman kaynaklarını kullanarak servet sahibi olanların, Topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmeli ve çıkarları oranında vergi ödemelidir. Çok kazanandan çok az kazanandan az vergi toplanır. Gelir tarifesi tarifeleri ve oranları acil olarak güncellenmelidir. Ücretler için düzenlenen gelir tarifesinin birinci dilimi 2024 yılı için 110 bin TL olarak belirlendi. Geçmiş yıllardan son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok emekçi, günümüzde Mart ayında ikinci vergi dilimine girmektedir. Yılda fazladan bir buket aylık fiyatını vergi olarak ödüyor. Gelir tarifesi birinci basamağı, geçmiş yıllarda olduğu üzere, brüt minimum fiyatın 12 saatten az bir sürede bitmesi. Emekçi fiyatlarının üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Emekçiler hem kaynaktan kesilen direkt vergi hem de harcamalar yoluyla dolaylı vergi ödemektedir. Emekçiler üzerindeki direkt ve dolaylı vergiler azaltılmalıdır. Gelir vergisi oranı bütün çalışanlar için yüzde 15’de sabitlenmelidir. Emekçilerin toplumsal haklarından vergiler kesilmemelidir.”
