Onları Anlamak İçin Onlar Üzere Olmalısınız: Sadece Sinemaseverlerin Bildiği 13 Şey

Sinemaseverler film hakkında en ufak bir bilgi duyduğunda anında panik moduna geçerler. Hele ki uzun vakittir bekledikleri bir sinemanın sonunu öğrenirlerse, dünya başlarına yıkılmış üzere hissederler. ‘Aman dikkat, spoiler!’ ihtarını duymak bile tüylerini diken diken eder. Bu yüzden, yeni bir sinema izledikten sonra toplumsal medyada gezinmek bile tehlikeli bir maceraya dönüşebilir. Arkadaşlar ortasında, izlenmemiş bir sinemanın konusuna değinmek, ağır bir hata işlemiş üzere reaksiyon almaya neden olabilir.

‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesini art geriye izlemek mi? ‘Star Wars’ serisini baştan sona devirmek mi? Olağan ki bu günler için özel bir hazırlık süreci gerekli: Cips, kola, battaniye ve çokça kahve. Natürel ki, lavaboya gitmek için molalar bile dakikalarca planlanır. Zira en ufak bir ayrıntının bile kaçırılması büyük bir kayıp olarak görülür. Maraton günü, adeta bir şenlik havasında geçer; pijamalar giyilir, en rahat koltuk seçilir ve meskenin her köşesi sinema salonuna dönüştürülür.

Oscar gecesi, sinemaseverler için yılın en kıymetli gecelerinden biri. Kırmızı halıdan başlayıp ödül merasiminin son anına kadar gözlerini ekrandan ayırmazlar. Bir yandan favori sinemaları ve oyuncuları desteklerken, başka yandan kazananlar açıklandığında coşkuyla alkışlar ya da büyük hayal kırıklıkları yaşarlar. Oscar varsayımları yapmak, en güzel sinema, en düzgün direktör ve en düzgün oyuncu kategorilerinde kestirimlerde bulunmak bu ritüelin ayrılmaz bir kesimi. Kırmızı halıda yürüyen ünlülerin elbiselerini yorumlamak ve bu özel geceyi bir parti havasında geçirmek, adeta bir gelenek haline gelmiş. Oscar sonrası yapılan tahliller ve tartışmalar, gecenin sabahına kadar sürer ve bu olay, sinemaseverler ortasında unutulmaz anılarla dolu bir tecrübe olarak kalır.

Sinemaseverlerin en büyük cümbüşlerinden biri de günlük konuşmalarda sinema replikleri kullanmak. Arkadaşlar ortasında yapılan espriler, bazen büsbütün sinema repliklerinden oluşur ve bu durum, yalnızca sinemaseverlerin anlayabileceği bir lisan oluşturur. Bir sinema repliğiyle başlayan bir konuşma, bazen uzun mühlet devam edebilir ve bu, sinemaseverler için çok eğlenceli bir toplumsal etkileşim biçimi.

Altyazılı sinemalar, sinemaseverlerin vazgeçilmezi. ‘Dublaj mı? O da ne?’ diye sorarlar. Özgün seslerle, gerçek hislerle izlemek onların tercihi. İspanyolca, Fransızca, Japonca… Lisan fark etmez, kıymetli olan yepyeni lisanda izlemek! Zira sinemanın yepyeni lisanında izlenmesi, oyuncuların performansını tam manasıyla hissetmek ve direktörün anlatmak istediği kıssayı en saf haliyle deneyimlemek manasına gelir. Altyazılar sayesinde yabancı lisandaki sinemaları anlamak, sinemaseverlerin kültürel çeşitliliğe olan ilgisini de yansıtır.

Sinemaseverler için kimi sinemalar kült statüsündedir ve bu sinemaları izlememek büyük bir ayıp sayılır. Pulp Fiction, The Godfather, Fight Club… Bu sinemaları izlemeyen birine ‘Nasıl olur da izlemezsin?’ diye sormaktan kendilerini alamazlar. Bu sinemalar, sinema tarihinde kıymetli bir yere sahip ve sinemaseverler ortasında adeta birer efsane olarak kabul edilir.

Sinemaseverler, kimi direktörlere adeta tapar. Christopher Nolan, Quentin Tarantino, Martin Scorsese… Bu isimler onlar için yalnızca direktör değil, adeta birer dahi. Yeni bir Nolan sineması mi çıkıyor? Çabucak biletler alınır, ön sıralardan yerler kapılır. Bu direktörlerin her yeni sineması, büyük bir heyecanla beklenir ve izlenir. Direktörlerin sinema lisanı, anlatım biçimi ve eşsiz bakış açıları, sinemaseverler için ilham verici ve hayranlık uyandırır.

Sinemaseverler, her izledikleri sinema sonrası adeta bir sinema eleştirmeni üzere tahlil yapar. Hangi sahne neden düzgündü, hangi oyuncu performansı kusursuz, senaryo nasıl ilerledi… Bu hususlarda saatlerce konuşabilirler. Rotten Tomatoes puanları bile onların yorumları kadar kıymetli değil. Sinemaseverler, kendi içlerinde birer sinema eleştirmeni oldukları için, sinemaları yalnızca izlemekle kalmaz, tıpkı vakitte derinlemesine tahlil eder ve her ayrıntısı tartışırlar. Bu tahliller, onların sinema zevkini geliştirmesine ve sinema sanatı hakkında daha fazla bilgi edinmesine yardımcı olur.

Bir sinemaseverin izleme listesi asla bitmez. Yeni çıkan sinemalar, önerilen klasikler, şenliklerde ödül alan imaller… Bu liste daima güncellenir ve her vakit biraz daha uzar. ‘Yarın akşam ne izlesem?’ diye düşünmek onlar için bir rutin haline gelmiştir. İzleme listeleri, sinemaseverlerin daima olarak yeni sinemalar keşfetme ve sinema dünyasında yeni kalma dileğini yansıtır. Bu listeler, birebir vakitte sinemaseverler ortasında sinema teklifleri paylaşma ve birbirlerinin izleme zevkine katkıda bulunma imkanı sağlar. İzleme listesi hazırlamak, sinemaseverler için bir tıp hobi ve zevkli bir uğraştır. Her yeni sinema, listeye eklenen yeni bir macera ve keşfedilecek yeni bir öykü manasına gelir.

Hans Zimmer, John Williams, Ennio Morricone… Bu isimlerin müzikleri, onların playlistlerinin baş köşesinde yer alır. Sinema müzikleri, sinemanın duygusal atmosferini ve anlatımını güçlendiren kıymetli bir öge. Sinemaseverler, sinema müziklerini dinlerken, izledikleri sahneleri yine hatırlar ve bu müzikler sayesinde sinemanın duygusal tesirini tekrar yaşarlar. Sinema müzikleri, tıpkı vakitte sinemaseverler için günlük hayatın geriliminden uzaklaşma ve rahatlama aracı olabilir.

Evde sinema izlemek hoş fakat sinema salonunda sinema izlemek apayrı bir tecrübe. Büyük ekran, yüksek ses, o karanlık atmosfer… Sinemaseverler için sinemada film izlemek adeta bir ritüel ve her fırsatta sinemaya gitmeye çalışırlar. Sinema salonunda sinema izlemek, sinemanın atmosferine büsbütün kapılmayı ve kıssaya daha ağır bir halde dahil olmayı sağlar. Sinema salonunun karanlığında, sinema izlemek adeta öbür bir dünyaya seyahat yapmak üzere. Sinema salonunda izlenen sinemalar, daha etkileyici ve unutulmaz bir tecrübe sunar.

Sinemaseverler için sinema şenlikleri adeta bir bayram. Cannes, Sundance, Venedik… Bu şenliklerde gösterilen sinemaları izlemek için sabırsızlanırlar ve şenlik programlarını takip etmekten büyük keyif alırlar. Sinema şenlikleri, sinemaseverler için yeni ve farklı sinemaları keşfetme fırsatı sunar. Bu şenliklerde, dünya çapındaki direktörlerin ve yapımcıların yapıtlarıyla tanışmak ve sinema dünyasının en aktüel trendlerini takip etmek mümkün.

DVD, Blu-ray, sinema posterleri, özel basımlar… Sinemaseverler, sevdikleri sinemalarla ilgili her türlü gereci toplamaktan büyük keyif alır. Bu koleksiyonlar, onların konutlarının en özel köşelerinde sergilenir ve her bir modül onlar için farklı bir mana taşır. Koleksiyon yapmak, sinemaseverler için sinemalara olan bağlılıklarını ve sevgilerini gösteren bir tabir hali. Her bir DVD yahut Blu-ray, izlenen sinemayla ilgili anıları ve hisleri tekrar canlandırır.