Göztepe’den Fenerbahçe maçı için açıklama!

Gürsel Aksel Stadı’nda oynanan Göztepe – Fenerbahçe maçında yaşanan olaylarla ilgili Sepil, yazılı bir açıklama yaptı.

Mehmet Sepil, şu tabirleri kullandı;

“Değerli sporseverler, saygıdeğer spor kamuoyu

Cumartesi günü maçtan sonra verdiğim kısa demeçte, ‘Şu anda her şey çok sıcak iken bir şey söylemek istemiyorum. Daha sonra gerekli açıklamaları yapacağım’ demiştim. Gecenin o saatinde birçok mevzuya da hakim değildim. Münasebetiyle şu an maksadım geçen bu üç gün içerisinde oluşan ortamda kulübüme, şahsıma ve yöneticilerimize büyük suçlamalara yanıt vermek. Süreçte neler yaşandığını sizlere tüm açıklığıyla anlatmak istiyorum.

Altını çizmek isterim ki, Göztepe ile birlikte yürüdüğüm 11 yıllık futbol yaşantımda hiçbir vakit, hiçbir futbol kulüp başkanı ve hiçbir kulüple bu formda karşı karşıya gelmedik, suçlamadık, suçlanmadık. Münasebetiyle İzmir’de spor kamuoyunda itinayla oluşturduğumuz birliktelik ve kardeşlik atmosferinde kulübümüze karşı yapılan suçlamaları çok büyük hüzünle karşılıyorum.

“NEZAKETEN ARADIM, GERİ DÖNÜLMEDİ”

İzmir’de geçtiğimiz hafta son yaşanan sürece gelirsek… Biz Göztepe Spor Kulübü, yani konut sahibi kulüp olarak hassasiyetimiz gereği maçtan iki gün evvel yöneticileri arayıp bir gereksiniminiz var mı, bizden rastgele bir beklentiniz var mı, nasıl yardımcı olabiliriz diye arayıp sorarız. Bu yazılı olmayan nezaket kuralları çerçevesinde kulüp yöneticilerinin birbirine yönelik genel bir uygulamasıdır. Maçlarda bu türlü bir nezaketi her vakit yaşarız. Ben de Ali Başkanı maçtan iki gün evvel Perşembe günü aradım, maksadım kendisinin bu türlü bir gereksinimi olup olmayacağını sormaktı. Rastgele bir muhtaçlığı varsa kendisine yardımcı olacağımızı söylemek istemiştim. Lakin telefonuma geri dönülmedi, aramamı göremedi mi bilmiyorum.

“LOCA TAHSİS ETTİK”

Maçtan bir gün evvel ise Fenerbahçe Kulübü vazifelileri kulübümüzü arayıp bizden bir loca rica ettiler. Bu hususa da bir açıklık getireyim, yıllardır Fenerbahçe Kulübü stadında maça gidiyorum. Ben maçı hiçbir vakit protokolde izlemem, bunu herkes hatta bütün Türkiye bilir. Karşı kulüp bize bir loca verirse maçı orada seyretmeyi tercih ederim. Sağ olsunlar şayet imkan varsa başka kulüplerin maçlarını locadan seyrederim. Ben bu kadar yıldır Fenerbahçe Stadı’na gittiğimde ‘istekte bulunmamıza rağmen’ bize hiçbir vakit bir loca tahsis edilmedi, ben de mecburen maçları bize ayrılan yerde seyrettim. O vakit da protokolde değil, yalnızca Göztepeliler’e verilen yerde oturdum Fenerbahçe Stadı’nda.

Bizim Göztepe Stadı’nın durumunu herkes biliyor, elimizde ne loca ne de kombine satışlarından dolayı biletimiz kaldı. Fenerbahçe Kulübü bizim yöneticilerimizi aradığında CEO’muz Kerem Ertan ile konuştuk, ne yapıp edip Ali Koç’a bir loca yaratalım dedik. Çok sıkıntı kaidelerde bu locayı kendisine tahsis ettik. Hasebiyle ben Ali Koç’un maçı benim Başkanlık locamın üç yanındaki locada seyredeceğini biliyordum. Bu ortada Ali Koç İzmir’e geldiğinde tüm maçlarda biz kendisine loca tahsis ettik, bundan bir evvelki maç da dahil Ali Koç maçı locada seyretti, bildiğimiz alışkanlığı oydu.

“TEŞEKKÜR ETTİLER”

Maç günü geldiğinde ben stada erken gittim, maçın başlamasına yakın bir müddette bir Fenerbahçe yöneticisi beni aradı, sanırım Ali Koç da yanındaydı. Biz maça gecikiyoruz fakat statta bizim taraftarımız bizimle temas kurdu, konuk tribünündeki hoparlörler çok yüksek volümde müzik çalıyormuş diyerek bizden yardım rica etti. Gerekli ilgililerle görüştük, sesin azaltılmasını rica ettim. Mevzu çözüldüğü için telefonuma gelen teşekkür bildirisini aldım. Maç bittikten sonra da ses volümü konusunda konuk ekip taraftarı için tıpkı müdahale yapıldı, ses azaltıldı ve bahis çözüldü.

“TALAT PAPATYA ALİ KOÇ’U KARŞILADI”

Maçtan beş dakika evvel Liderimiz Rasmus Ankersen, Kerem Ertan ve Talat Papatya birlikte Ali Koç’a bir nezaket ziyareti yaparak güzel geldin demek istiyor. Fenerbahçe’ye tahsis ettiğimiz locaya gittiklerinde locanın boş olduğunu görüyorlar. Öğrendiğime nazaran Fenerbahçe heyeti stada biz seremoniye çıktığımızda gelmiş. Ve daima birlikte protokolde oturmayı tercih etmişler. ‘Bizi kimse karşılamadı, Göztepe’den yönetici yoktu’ deniyor lakin Ali Koç içeri girdiğinde Talat Papatya zati protokoldeydi. Kendisini karşılayarak beğenilen geldiniz diyor, protokol tribününde yerlerini alıyorlar. Maçın 20. dakikasında şöyle bir talihsizlik oluyor, protokole yeni eklenen öndeki koltukların tümü devrilince Talat Papatya yer vermek için protokolden ayrılıyor. Bu birinci 20 dakika içinde rastgele bir küfür ya da olumsuz bir şey olmuyor. Daha sonra maçta süreç belirli, bizim bir golümüz VAR tarafından iptal oldu uzatmalarda iki gol yedik herkesin morali bozuktu.

“ALİ BAŞKAN’I STADIN İÇİNDE YÜRÜRKEN GÖRDÜM”

Devre ortasının sonuna hakikat ben locamda otururken Ali Başkanı stadın içinde yürürken gördüğümde bayrak direğine varmıştı bile. O noktada Fenerbahçe yöneticisine bildiri attım ne oluyor diye… Ondan sonra da ne olduğunu hiç anlayamadım, yalnızca Ali Koç ve yanındaki takımın konuk tribüne yürüdüğünü gördüm. Aklıma birinci gelen sanki Ali Lider maçı konuk tribünden izlemeye mi karar verdi oldu. Birinci tepkim o oldu, 2 – 0 da öndeler, taraftarıyla birlikte maçı izleyecek herhalde diye düşündüm. Ali Başkan’ın geri dönüşünde ise hiç istemediğimiz şeyler oldu.

“ASLA KABUL EDİLEMEZ”

Benim futboldaki kişiliğimi herkes biliyor, hem Fenerbahçe ve aynı zamanda Kulüpler Birliği Lideri’nin itilerek düşürülmesi asla kabul edilemez. Futbolda agresyonu asla sevmeyen, tasvip etmeyen bir Liderim. Geçmişte Göztepe’nin sorun yaşadığı birçok kulüple yeterli ilgiler kurulmasını sağlamak için büyük gayret sarf ettiğim bilinir. Bu olaydan evvel de Göztepe ve Fenerbahçe ortasında bilinen olumsuz hiçbir olay yaşanmamıştır.

“CEO’MUZ KEREM ERTAN YARDIM TEKLİF ETTİ”

Münasebetiyle Ali Lider alana indiğinde oraya neden gittiğini, gayesini, telaşının ne olduğu konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Bu ortada CEO’muz Kerem Ertan, Ali Koç tünelden alana yanlışsız girdikten sonra olayların tırmandığını görünce müdahale etmek üzere oraya gidip, sayın Başkana ‘Başkanım ne gerekiyorsa yapalım, yardımcı olalım’ diye sormuş. Kendisine yardım teklif etti, zira neden aşağıya indiğini bilmiyoruz. Ali Lider da ‘Sen ne olduğunu bilmiyorsun’ diyerek yoluna devam etmiş. Bu ortada seyircinin maça geç girmesi de birinci sefer yaşanmıyor, bütün Türkiye’de taraftarın vakit zaman stada geç alındığı bilinir. Ali Başkan’ın bu nedenle yürüdüğünü bilsek kendi taraftarımıza bunu izah eder, dönerken reaksiyon almasını engellerdik.

“HAYATIMDA BİRİNCİ KERE GÖRDÜM”

Bizde bilgi olsa, Ali Başkan’ın stada neden girdiğini, o tarafa neden gittiğini bilsek yardımcı olacağız. Bu çok alışık olunan bir durum değil, ben 11 yıllık futbol geçmişimde birinci kere görüyorum. Bir Lider devre ortasında kendi tribününe stadın içinden yürüyerek gidiyor. Pek alışık olunan bir durum değil, ben hayatımda birinci sefer görüyorum. Sebebini bilsek, haberimiz olsa biz her türlü yardımı yapardık. Biz bu türlü durumlarla karşılaştığımızda karşı kulübün Lideri’nden yardım isteriz. Bana her vakit yardım edilmiştir, ben de İzmir’e gelen kadrolara daima yardım etmişimdir.

“ALİ KOÇ ARKADAŞIM, HEPİMİZ ŞOK OLDUK”

Ondan sonra Türk sporunda, Türk futbolunda görmek istemediğimiz bir olayı yaşadık. Ali Lider itildi, yere düştü. Bunu istemeyecek, kabul etmeyecek birinci kişi benim. Görmeyi hiç istemeyeceğim bir görüntü. Kendisi bir Lider ve birebir vakitte tanıdığım arkadaşım olan vakit zaman birçok şeyi paylaştığım bir kişi. Hepimiz bütün bu olayda şok olduk. Ali Lider tekrar tribüne döndüğünde Talat Papatya çabucak yanına gidiyor, kendisiyle 10 dakika kadar oturuyor. Konuşuyor, elinden geldiği kadar sakinleştirmeye çalışıyor. Oradaki ortam çok gerildiği için rica ediyor, ‘Lütfen Ali Liderim protokol tribününün cam art kısmına geçelim’ diyor, birlikte geçiyorlar.

Buradaki suçlamalarda ısrarla Göztepe idaresinden hiç kimse bizi karşılamadı, Göztepe idaresi orada değildi, kimse yoktu deniyor. Bunların hiçbiri gerçek değil. En değerlisi de biz Liderin ve idare şurasının maçı bir gün evvel istedikleri locada seyredeceğini düşünüyorduk. Ben Ali Koç’u protokolde maç seyrederken çok az gördüm, bu Ali Başkan’ın alışkanlıkları içinde olan bir şey değil diye biliyorum.

“FATİH ÖZKAN KULÜP ÇALIŞANIMIZ DEĞİL”

İzmirli işadamı Fatih Özkan konusuna gelirsek, kendisi Göztepe kulübü tarafından akredite edilen bir kişi. Fatih Özkan bizim kulübümüzde direkt olarak profesyonel manada çalışan biri değil. Lakin bütün öbür kulüplerdeki uygulamalarda olabileceği üzere Göztepe altyapısıyla ilgilenen bir kişi fakat kulüpte resmi bir misyonu yok. Kendi oğlu da alt yapıda futbol oynamış, taraftar tarafından sevilen, âlâ bağları olan bir Göztepelidir. Taraftar temsilcilerinin akredite edilmesi birçok kulübün yaptığı bir uygulamadır. Biz de vakit zaman taraftar temsilcilerini akredite ederiz. Fatih Özkan da onlardan biridir, benim duyumlarıma nazaran sicilinde tez edildiği üzere bir cürüm bulunmamaktadır.

“ONAYLANACAK HİÇBİR TARAFI YOK”

Fakat Ali Başkan’ı itmesinin onaylanabilecek hiçbir tarafı yok. Mantığı da yok, kulübümüzü de, kendisini de çok sıkıntı bir duruma düşürdü. Şu ana kadar hiçbir önemli sorun yaşamamış iki topluluk karşı karşıya geldi. Keşke Ali Lider kendi tribününe giderken bize bilgi verseydi, bu olanları bilseydik olaylar bu raddeye gelmeyecekti. Kendisine her türlü yardımı göstereceğimizi zati bilir, yardımcı olmamak esasen mümkün değil. Fatih Özkan’ı gördüğümde söylenebilecek en ağır sözleri söyledim, ‘Sen ne yaptın, Göztepe akreditasyonuyla alandasın, neye yol açtın’ dedim. Kendisi de şok halindeydi, gerçekten çok üzüldüğünü defaatle söyledi.

En son olarak şunu söyleyeyim; Biz Göztepeliler olarak Fenerbahçe Kulübü’nü karşılamada hiçbir biçimde kusurda bulunmadık. Maça son saniyede geldiler, protokolde oturacaklarını bilmiyorduk. Ne kendilerini ağırlamakla, konuk etmekle ilgili bir kusur yaptık, bize verilmeyen locayı talep ettiklerinde elimizden gelen uğraşı gösterip loca ayarladık. Maç sırasında bizi aradıklarında bizden rica edilen her şeyi yaptık. İşin doğrusu budur. Bu türlü bir olayı yaşamak yalnızca beni değil herkesi, Türkiye’yi derinden yaraladı. Lakin sürecin taşınmak istendiği yer olayı daha da vahim hale getiriyor.

Açıkça bilinmelidir ki, biz Göztepe Spor Kulübü olarak sporda şiddete karşıyız. Bu olayların çıkmasının sebebi bir kastı olmasa bile Ali Koç’un hiçbir formda anlayamadığımız nedenle sahanın içine girmesi ve konuk tribününe yürümesidir. Görüyoruz ki, yapılan bu yanlış davranış medyada ve çeşitli etraflarda yasallaştırılmaya çalışılıyor. Bu nedenle olay bağlamından kopartılarak İzmir’de herkese, Göztepe Kulübü’ne, emniyet mensuplarına akıl dışı telaffuzlarla saldırılıyor. Halbuki İzmir’de spor kamuoyunun, atletlerin ve taraftarların şahit olduğu üzere İzmir Emniyeti sporda şiddetin önlenmesinde yıllardır büyük çaba göstermektedir. İzmir emniyet mensupları sporda şiddetin azaltılması için kararlı ve dirayetli bir yaklaşımla İzmir’deki bütün spor kulüpleriyle birlikte diyalog içinde azami bir dikkatle çalışmalarını sürdürmektedir.

ÖRNEK OLMALIYIZ

Sonuçta biz sporda her türlü şiddete karşıyız. Bizim Türk sporuna ve futbola yapmak istediğimiz katkılar, uluslar ortası gayelerimiz ortadadır. Gecemizi gündüzümüze katmış halde İzmirli gençler, çocuklar, sportmenler, Göztepe ve Türkiye için soluksuz çalışıyoruz. Bu esnada yaşanan bu hiç istenmeyen olaylar öncelikle Türk sporu ve atletine darbe vurmuştur.

Umarım her iki topluluk da bundan sonra aklı selim içerisinde yaşananı sükunetli karşılayıp, daha mantıki ve istikrarlı davranırlar. Aksi takdirde sporda terör heveslilerinin önü açılmış olacaktır. Bunun için her iki kulübün de ihtimamlı davranması Türk futbolunun, Türkiye’nin hayrına olacaktır. Biz kulüp yöneticilerinin önde gelen vazifesi akılcı rekabetten verimli muvaffakiyetler elde etmektir. Bizlerin istikrarlı hal ve tavırları, sağlıklı irtibat ve dayanışma içinde olmamız başta taraftarlarımız olmak üzere herkese gerçek örnek olacaktır.

Sporda şiddeti önlemenin futbol yöneticilerinin öncelikli sorumluluğu olduğunu bir defa daha hatırlatarak, tüm yaşananların beni ve arkadaşlarımı derinden yaraladığını tabir etmek istiyorum. Müsamahanın beşiği İzmir’den hepinize hürmetlerimi ileterek sesleniyorum; Sporda şiddeti hiç kimse yasallaştıramaz.”