Fenerbahçe’nin Alanyaspor galibiyeti sonrası övgü yağdı
FENERBAHÇE RAHAT KAZANDI
Alanyaspor’u Dusan Tadic (2) ve Edin Dzeko’nun golleriyle 3-0 mağlup eden Jose Mourinho idaresindeki Sarı Lacivertliler, averajla liderliğini sürdürdü. 2 puanda kalan Fatih Tekke’li Alanyaspor’un galibiyet hasreti ise 4 maça yükseldi.
Fanatik muharrirleri da Fenerbahçe’nin Alanyaspor’u Kadıköy’de 3-0 yendiği maçı köşe yazılarında kıymetlendirdi. İşte o yazılar…
İRFAN CAN FAKTÖRÜ – FAİK ÇETİNER
Mourinho’nun da birinci 11’i belirli. Kazanan kadrosu bozmuyor. Geçen haftaki farklı Rizespor galibiyeti tribünleri dolduranları da beklentiye sokmuştu. Alanyaspor karşısında Fenerbahçe’nin favori olduğunu belirtmiştik.
Sarı-Lacivertli taraftarlarda hem galibiyet hem de ekiplerinden bol gol bekliyorlardı. Maçı izlemeyip birinci yarının tek golle kapandığını öğrenenler oyunun başa baş gittiğini sanmasınlar. Alanda birinci dakikadan itibaren konum bulan, pres yapan Fenerbahçe ile yalnızca defans yapıp puan alacağını zanneden bir Alanyaspor izledik. Birinci 45 dakikada Dzeko, Szymanski, Tadiç, Maximin girdikleri konumları gol yapsalar farklı bir oyun seyredebilirdik.
Alanyaspor birinci yarıyı yenik kapatınca ikinci yarıya önde oynayarak başladı, maça da renk geldi. Konuk grup durumlar bulmaya başlayınca, son 30 dakikada Mourinho atılım yapmak zorunda kaldı. Çok şahsi oynayan Maximin’i dışarı alıp İrfan Can’ı alana sürdü. İrfan Can oyuna girince Tadiç istediği yere sola geçti.
GÖNÜL ALMA ATILIMLARI…
Sonra Fenerbahçe alanda, taraftar tribünde gösteri yapmaya başladı. Tadiç’in maharet dolu golleri, İrfan Can’ın nefis asistini gole çeviren Dzeko tribünleri güzelce çoşturdu. Alanyaspor karşısında Fred ve Szymanski vasatın üzerine çıkamadılar. Buna karşın Fenerbahçe çok rahat, farklı bir galibiyet aldı. Sarı-Lacivertli grup oyunun son 30 dakikasında çok hareketli ve çoşkulu oynadı. Neden mi? Buna İrfan Can faktörü diyebiliriz. Fenerbahçe İrfan Can’ı yalnızca başı sıkıştığında değil, her vakit düşünmeli. Son kısımda Mourinho’nun gönül alma ataklarını (En Nesyri, Cenk Tosun, Mert Hakan) gördük. Maçta beklediğim üzere farklı Fenerbahçe galibiyetiyle noktalandı, taraftarın gönlü alındı.
MAÇI ÇÖZEN USTALAR OLDU – CEM DİZDAR
Maçı 15’er dakikalık kısımlar olarak ele alırsak birinci kısım planları da niyetleri de olabilecekleri de anlatıyordu. İki ekip da top ile pas ortasındaki münasebetin değerini biliyor, ısrarla ‘Top ayağa’ oynuyordu. Bilinir, rastgele bir şeyi âlâ yapmak ‘Tekrar’a, dahası ‘Geliştirilen tekrar’a bağlıdır. Bu bağlamda geriden oyun kurma konusundaki ısrar, manalıdır. Farkı belirleyecek olan ise ‘Önde baskı’ydı. Fenerbahçe bu bahiste açık orta öndeyse de kapılan toplarda işi bitirmek birinci devre için onlar açısından mümkün olmadı.
Alanya ise savunma çıkışlarında yanlışlar yapsa bile idmanda denediklerinden taviz vermeyen tutarlıktaydı. Sonuç ne olursa olsun idmanda çalıştıklarını tekrarlayıp durdular devre uzunluğu. 20’den sonra Fenerbahçe geriye çekilip ‘Dinlenmeye’ geçince rahat etti Alanya! Öne çıktı, gol aradı fakat… Boşalttıkları alana 43’te iki usta sızdı. Bilinir ‘Usta’lık deneyimdir, yaştır! Edin Dzeko getirdi Dusan Tadiç attı.
CAN YAKABİLİRLER
48’de Alanya sahanın her yerinde yanlışsız paslar yaparak gole yaklaştı ancak Gaius Makuta pas yerine orta yapmaya kalktı! Akabindeki durumda ise Serdar Dursun iki kere pas yerine ‘Şut’ deneyince olmayacak olan tekrar olmadı! Fakat 64’te Alanyalı oyuncunun yapamadığı şandeli yapan Tadiç, maçı çözdü! Bundan sonra Alanya’nın mecali varsa da büsbütün çöktü. Fenerbahçe ise kendinden emindi.
Neyi, kiminle yapmak istediklerini planlanmış üzereydiler. Ne var ki, ‘Doğaçlama’ kelam konusu olduğunda da yaratıcıydılar. Alanya ise gayretkeş ancak bir o kadar da ‘Halsiz’di hücumda! Yapamayacaklarına emindiler ve yapamadılar. Tekrar de bu nizamlarını sürdürürlerse ligin hem can yakan hem baş karıştıran ekiplerinden biri olabilirler.
KALİTE ORTAYA ÇIKTI – SERKAN AKCAN
Fenerbahçe birinci 15 dakikada topun Alanya’da kalmasına neredeyse müsaade etmedi. Kaleciden başlayarak pasla oyun kurmak isteyen Alanyaspor’a bunaltıcı bir ön alan baskısı kuran Fenerbahçe’de Fred’in kazandığı toplar çok çabuk tehlikeli duruma dönüştü. Bu aslında Mourinho geldiğinden beri en ileri seviye ön alan baskısıydı. Bundan sonra Mourinho’nun elinde iç alandaki oyun gücünü tanımlayacak referans bir performans olacak.
Fatih Tekke, ısrarla tüm aut atışlarını kalecisinden pasla başlatarak Fenerbahçe’nin baskıda kalmasını tercih etti. Baskıda golü yemediği her dakika rüzgarı ardına alabilme ihtimali belirebilirdi. Kısmen başarılı da oldu. Fenerbahçe’nin baskı şiddeti 30. dakikadan sonra düşmeye başlayınca Alanyaspor topu orta alana rahat geçirdi. Ta ki Tadiç’in golüne kadar.
SENARYO GERÇEKLEŞTİ
Dakikalar ilerledikçe Fenerbahçe’nin baskı şiddetinin azalması Alanyaspor’u cesaretlendirdi. Lakin bu yürek en büyük yanılgılarıydı. Topu Fenerbahçe alanına rahat taşıyıp durum üretmeye başladılar, karşı karşıya kaçırdıkları bile vardı. Ancak Mourinho’nun ikinci yarı planı da buydu. Birinci yarı uygunca derinde pas yaparak oynayan Alanya’nın yuvasından çıkması, savunmalarının ardına uzun toplarla inerek gol aramak maçın tahlil noktasıydı.
Bu senaryo gerçekleşti. Livakoviç karşı karşıya kurtardığı durumda kazandığı topu uzunca savunma ardına attı, Tadiç 2-0’a getirdi. Peşinden de Dzeko tabelayı 3’e taşıdı. Fred’in dönüşüyle Fenerbahçe sahip olduğu oyuncu kümesinin kalitesinin konforunu yaşamaya başladı denebilir. Tadiç’in iki golü, Dzeko’nun vuruş kalitesi Fred’in aklıyla buluşunca Fenerbahçe’nin kalitesi ortaya çıkıyor.
FARKLI TARİFEYE DEVAM – MEHMET ALİ SABUNCU
Rizespor maçındaki birinci onbiri bozmayan Jose Mourinho, Fenerbahçe Ulusal ortadan evvel Alanyaspor’u Kadıköy’de konuk etti. Gelelim 90 dakikanın özetine;
3 ŞUT DİREĞE TAKILDI
4’te Mert ceza alanına ortaladı, kale önünde Tadic makus vurdu. 8’de Edin Dzeko’nun yakın aradan şutunu kaleci Ertuğrul çıkardı. 10’da Szymanski uzaktan berbat vurdu. 24’te Fred ve Dzeko’nun peş peşe şutları gol getirmedi. 43’te Dzeko’nun pasında Tadic skoru 1-0 yaptı. 45+1’de Saint-Maximin şutladı. İkinci gole direk pürüz oldu. Devre 1-0 bitti. 53’te Serdar Dursun yakın uzaklıktan makus vurdu. 64’te Cordova aşırtı, Livakovic gole mahzur oldu. 65’te Tadic aşırtma bir vuruşla durumu 2-0 yaptı. 67’de İrfan Can’ın pasında Edin Dzeko farkı üçe çıkardı: 3-0. 75’te En-Nesyri direğe takıldı. 90+4’te direğe takılan bu sefer de Mert Hakan oldu. Maç bu sonuçla bitti.
OYUN UYGUN OLUNCA…
Rize maçından sonra Fenerbahçe Alanyaspor’u da farklı skorla geçti. Oyun içinde Dzeko ve Szymanski çok düzgün gözükmese de grup oyunu güzel olunca, çok fark edilmedi. Ulusal Kadro ortasından sonra esas lig başlıyor. Fenerbahçe şu ana kadar beklediğimiz üzere. Hoş, baskılı oyununu sonuca yansıtıyor.
BAYRAMLIK BİR GALİBİYET! – HAŞİM ŞAHİN
“Kaderin cilvesi” dedikleri şey bu olsa gerek. Fenerbahçe’de birinci yarıda en çok aksayan iki kişi olanlardan olan Dzeko asist yaptı öteki aksayan Tadiç’de golü attı. Yetmedi, ikinci yarıdaki Fenerbahçe’nin ikinci golünü Dusan Tadiç, üçüncü golünü de Boşnak yıldız Edin Dzeko attı. Misal, 10’da karşı karşıya atamadı Dzeko fakat 5, hatta 4 yaş daha genç olsa o golü rahatlıkla atardı Avrupa’nın sayılı golcülerinden biri olan Edin Dzeko. Neden? Zira, artık beyninin buyruklarını hayata geçirecek kadar güçlü değil fizik güç olarak.
Yanlış anlaşılmasın Edin Dzeko ve Dusan Tadiç’in futbol mesleklerine hürmet duyuyorum, profesyonellik anlayışlarını da alkışlıyor ve genç futbolculara ders kitabı olarak öneriyorum. Ama, yeniden de Jose Mourinho’nun Dzeko ve Tadiç’i tıpkı anda alana sürmesini, onları uzun müddet alanda tutmasını bütün bunlara karşın “Doğru tercih” olarak görmüyorum. İsmail Kartal’ı böylesi tercihinden ötürü çok eleştirdik doğrusu. Âlâ de biz mi, yoksa teknik yöneticiler mi bu cins tercihlerde takıntılı, doğrusu karar veremedim.
Bir de bir Saint Maximin fırtınasıdır kopmuş gidiyor geldiğinden beri Fransız futbolcu için. Sahiden aklım tökezliyor, futbol bilgim, ekip oyunu kavramlarım konusunda önemli biçimde uzunluk aynama bakmak ihtiyacı hissettim. Abi, spor basının allayıp pulladığı Maximin çok teknik bir futbolcu olabilir. Fakat katiyetle mefkureleri yahut büyük gayeleri bulunan bir ekibin oyuncusu olamaz asla. Zira, adamın formasını giydiği grup hiç umrunda değil siyahi Fransız futbolcunun. Yalnızca kendisine oynuyor maalesef Maximin ne yazık ki.
Öyle yada bu türlü, net bir skorla 3 puan alarak 30 Agustos Zafer Bayramı’nın yıl dönümünde acıklı hamağında salladı milyonlarca taraftarını bir kere daha Fenerbahçe. Hem de O “İki mavi göz”ün Türkiye’ye umut, direnç ve gelecek vaad ettiği bir günde.
