Diyanet 9 Ağustos 2024 Cuma Hutbesi PDF metni | Bu haftaki Cuma hutbesi konusu nedir? Cuma hutbesi oku!
Bugünün Cuma hutbesi konusu nedir? 9 Ağustos Cuma hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından resmi internet sitesinde yayınlandı. Bu haftanın Cuma hutbesi konusu nedir? sorusu merak konusu oldu. Vatandaşlar, 9 Ağustos Cuma Hutbesi oku! araştırmaya başlamaya başladı. Pekala, Bugün Cuma hutbesi konusu nedir? Cuma hutbesi yayınlandı mı? 9 Ağustos Cuma hutbesi konusu nedir? Bu hafta Cuma hutbesinde ne anlatıldı? İşte ayrıntılar ve Cuma hutbesinin tamamı haberimizde….
9 AĞUSTOS CUMA HUTBESİ
Muhterem Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (sas) bir kez Sahâbe-i Kirâm’a “Açgözlü kimselerin üşüşmeleri için, düşmanlarınızın üzerine saldırmaları yaklaşıyor.” buyurdu. Orada bulunan bir sahabî, “Sayıca az yaşadığımız için düşmanlarımızı üzerimize üşüşecekler mi?” diye sordu. Allah Resûlü (sas), ???? ?????????? ?????????? ?????????? ????????????? ??????? ????????? ????????? “Hayır, siz sayıca çok alacaksınız. Ama selin aşağıda cer çöp olarak savrulacaksınız.” dedi ve kelamlarına şöyle devam etti: “Allah, düşmanlarınızın heybetini ve azametinizi çıkartacak; sizin kalplerinize de vehni yerleştirecektir.” Sahabî, “Ya Resûlallah! Vehen nedir?” diye sorunca Sevgili Peygamberimiz (sas), ????? ?????????? ????????????? ?????????”Dünyayı çok sevme ve vefatı makus görmektir!”buyurdu.
Beşiktaş’tan dağıtım için resmi olarak hizmet bekleniyor
33 yıldır her yerde aranan adam tesadüfen bulundu
Afrika savanaları değil! Bu manzaralar Türkiye’den
Aziz Müminler!
Peygamber Efendimiz (sas), bu hadisleriyle bizde hatırlatmaktadır: Müslümanlar birlik ve beraberlikleri kuşandıkları vakit varlıklarını korurlar. Ümmet şuuruyla hareket ettiklerinde asil ve vakur durmalarını devam ettiriyorlar. Yürekleri toplu vuruşkça izzetlerini korurlar. Fitne, fesat ve tefrikaya aktarklarında kardeşlik bağlarını güçlendirirler. Lakin; Müslümanlar, yaratılış gayelerini, mevti, hesabı, cennet ve cehennemi unutup dünyayı çok meylederlerse, güçlerini öğrenenler zillete düşerler. Kalplerine Allah ve Resûlü’nün sevgisinden çok mal ve mülk, makam ve mevki, şan ve dolma sevgisini yerleştirirlerse rüzgarların başlangıç yaprakları şeklinde savrulurlar. Şahsi menfaatlerini, lüks ve konforlarını i’lây-ı kelimetullahtan üstün fiyatlara bölünüp parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.
Kıymetli Müslümanlar!
Bizler, vakit zaman dünya meşgalelerine dalıp İslam’ın hayatını veren emin olmadıklarını göz arkasını yapabiliyoruz. Efendimize, çevremize ve insanlara karşı sorumluluklarımızı ihmal edip büsbütün dünyaya yönelebiliyoruz. Kulluğumuzu unutup insani ve hakları bedelleri hayatından uzaklaştırabiliyoruz. Hâlbuki Cenâb-ı Hak, “Siz süreksiz dünya menfaatini yemeyi, Allah ise ahireti kazanmanızı istiyor.”ayetiyle bizi uyarmakta, ebedi yurdumuzu ihmal etmeden yaşamamızı bizden tavsiye etmektedir. Ulu dinimiz İslam’a bağlı dünya, ahiretle kıyaslandığı vakit süreksiz, boş ve cümbüşten ibarettir. Yoksa dünya ve nimetler makus, bedelsiz ve değersiz değildir. Makûs olan, insan Allah’tan ve onun fikirlerinden uzaklaştıran dünyevîleşmedir. Unutmayalım ki, dünya ahiretin tarlasıdır. Cennetin kazanılacağı yer. Kulluk imtihanımızı gerçekleştirdiğimiz, hangimizin daha hoş sonuçların yaygınlaştığı tespit edildiği yerlerde. Dinimizin bizlerden istediği ne dünya için ahireti ne de ahiret için dünyayı terk etmektir. Allah’ın iradesiyle her ikisi için de çalışmaktır. Bu konuda Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın sana verdiğinden ahiret yurdunu kazanmaya bak. Dünyadan da nasibini unutma!”
Değerli Müminler!
Bugün; kin, öfke, kötülüğün ve zalimliğin yeryüzünü kuşatmış, insan haklarının ve emeğinin karşılığının ayaklar yerine, bunun nedeni yalnızca zalimlerin güçlü olması değildir. Asıl sebep, Müslümanların almayan tembelliğe kurbanlardır. İnançlarının ihtiyacı olan sorumluluklarını yerine getirmemeleridir. Vatanlarını ve bedellerini koruyabilmek için düşmanlarına karşı her alanda gerekli hazırlıkları yapmamalıdırlar. İman, salih amel ve hoş ahlakla dünyalarını imar ayırmalarıdır.Oysaki Büyük Rabbimizin bu teknolojilerini vaadi pek karşılığında: “Allah, içinizden iman edip dünya ve ahiret için faydalı işler yapan kimselere; kendilerinden öncekikilere bunları onların da zekatından yetinmek, onlar için beğenip İslam Dini yerleştirmenin dağıtımını, hâlihazırdaki dağıtımlarını güvenliğe dönüştürmeyi mümkün kıldı…”Gün, çok dünyevileşme, kişisellik ve bencillikten kurtulma, sınırsız istek ve isteklerimizi dizginleme günüdür. Vakit, farklılıklarımızı zenginlik kabul edip; birliğe ve huzura giden yolda birlikte yürüme vaktidir. Vakit, müminlere karşı hoşgörü ve merhameti, kâfirlere ve zalimlere karşı vakar ve izzeti kuşanma vaktidir.
