Davuluyla dünyada gezen Karayılan’ın üretimi yaşatılıyor
Davuluyla dünyada gezen “Karayılan” lakaplı Becerikli Dağlıoğlu’nun 80 yaşındaki oğlu Yılmaz Dağlıoğlu, babasının miraslarını yaşatıyor.
Kastamonu’nun merkeze bağlı Yuva köyünde 1906 yılında doğan Uzman Dağlıoğlu, Türkiye’de çaldığı davulla duyurdu.
Dağlıoğlu, 1950’de Fransa ve İspanya’da, 1954’te İtalya’da, 1958’den 1961 yılına kadar her yıl Fransa’da, 1962’de İtalya, Hollanda ve ABD’de, 1963 yılında Almanya ve 1964’te Venedik’ şenliklere katıldı.
Mahir Dağlıoğlu, 1964 yılında hayatını kaybetti. Dağlıoğlu’nun oğlu Yılmaz Dağlıoğlu ise davul çalmaya 12 yaşında başladı.
Babasının doğumunu devam ettiren Dağlıoğlu da Japonya ve İtalya’da davuluyla gösteri yaptı. Düğünlerde ve çeşitli tertiplerde yer alan 80 yaşındaki Yılmaz Dağlıoğlu, bu yıl davul çalmayı bırakmayı düşünüyor.
Babasının yağı tenekesiyle çalmaya başladı
AA muhabiri Yılmaz Dağlıoğlu, babası Becerikli Dağlıoğlu’nun davul çalmaya yağ tenekesiyle başladığını söyledi.
Babasının köyünde inek otlattığı sırada bir zurnacı tarafından keşfedildiğini anlatan Dağlıoğlu, “Babam Aşağı Yuva köyünde yattığı yerden davul çalıyordu. Sonra bir zurnacı geldi, ‘Çarşamba günü merkeze geldi.’ demiş. Babama davul, elbise verilmiş. Bir düğün, üç düğün sırasında babanın işi. dedi.
Babasının lakabı hakkında da bilgi veren Dağlıoğlu, “Köyde iki aile ortasında hengame olmuş. Babam bu arbedeyi ayırmış. Köyden ağa babasını izliyormuş, ‘Yılana benziyor, karayılan gibi’ diyor. Karayılan lakabı buradan geçmiş.” dedi.
12 yaşında davul çalmayı öğrendiğini anlatan Dağlıoğlu, Japonya ve İtalya’da çeşitli etkinliklere katılarak davul çaldığını söyledi.
Dağlıoğlu, dernek kurma isteğinin reddedildiği için 1968’den 2000 yılına kadar 32 yıl davul çalmaya orta gidileceğini belirtti.
Valinin Valisi Enis Yeter’in kendisi ile görüştüğü ve bu sayede tekrar davul çalmaya başladığı söz eden Dağlıoğlu, “Ama 80 yaşındama üye olmak. Bu sene muhtemelen bırakılacak şekildeyim. Bu kadar hizmet verdim. Çırağım var, kaç şahsa yapabiliyorum. Babamın ekmeğini hala yiyorum. Bana bir lakap bıraktı, bana sermaye oldu.” dedi.
Sevmeden bu işin yapılamayacağını anlatan Dağlıoğlu, şunları kaydetti:
“Davulu şayet benimsiyorsan, seviyorsan ayrı çekersin davul çalarsın. Sonra müziği candan bileceksin. Ritim bileceksin. Yani zurnacı diğer bir şey, sen başka bir çalarsan olmaz. Bizim kalmamızın sebebi bu lakin yaşlandım. Üç kız, bir oğlum var, ayrılıkları davulu ne merak etti ne eline geçti.”
