CHP’li Özel’den hükümete sert:İsmi Artikel Değil, Emekliye Tezahürat
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin küme toplantısında yaptığı düşük maaşlı oturumda temsiliyetine atıfta bulundu. Özel, “Bugün Türkiye nefesini tuttu, bir fiyat bekliyor. Beklentimiz asgari ücreti aldı. AK Parti Küme Lideri Abdullah Güler açıkladı. Esasen ‘Abdullah Güler açıklayacak’ deyince ortaya görüntü çıktı. 12 bin 500 lira. Bunun ismi artırım değil, emekliye ihanettir. Yazıklar olsun . Yalnızca zenginleri kayıran, fakiri sömüren bu son verene kadar CHP olarak sizin için çalışacağız, sizin için uğraşmanız gerekiyor, Sizin hakkınızı arayın söke söke alacaksınız. Bu ülkede ya yüzler gülecek ya da yüzleri gülecek halkın iktidarı gelecek. Yoksa çok yakında seçimvar.” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) partisinin Genel Kurulu’nda önemli açıklamalarda bulundu.
“BUNUN İSMİ ARTIM DEĞİL, EMEKLİYE İHANETTİR”
Özgür’ün konuşmasından satır başları şu şekildedir:
“CHP Körfezi nerede bir sorun varsa koşuyor, gidiyor. Elazığ’dan çağrıldık. Elazığ Eti Krom işçileri, ‘Yetiş CHP’ dedi. Deniz Yavuzyılmaz, İlhami Özcan Aygun, Cevdet Akay ve Gürsel Erol, bu hafta sonu ile birlikteydi. Konu şu: Bir işveren var. Devletten ihaleyle krom madeni almış. Anayasa’ya kıyasla madenler bizim. Bunlara işletme hakkı veriyorlar -ki Anayasa’nın gerisinden dolaşmaktır. Madeni aldın mı işletilecek bir şey kalmıyorsa onun ismi işletme hakkı olamaz. Bu şirket 60 dolar krom getiriyor. Bin dolar bu kromu yurt dışında satıyor. Bu şirketin Türkiye’de dünya kadar şirketi, dünya kadar yönetimi; Türkiye’yi bırakın, dünyanın birçok yerinde satın aldığı limanları var. ve bu şirketlerin çalışanları, temmuz ayı sanatçıları istediler. Bir de ‘Promosyonları bize uymuyor. Promosyon hakkımızı istiyoruz’ dediler. 60 dolar hepimizin kromunu alıp bin dolar satıp zenginleşen Ali Yıldırım, emekçileriazarlıyor. ‘Kapatırım, aç kalırsın sen’ diyor. İşçileri tehdit ediyor. Sen kimin madenisini kapatıyorsun? Sen kimsin? Seni kim şımarttı bu türlü? Elektrikteki özelleştirme dâhil bir özelleştirme. Yarın görüşme var, kardeşler sağladı. O küstah Ali İstek Yıldırım’a diyorum: ya emekçilerin hakkını verirsin ya gelir kaynaklarının karışırız.
“AYM ÜYELERİNE SESLENİYORUM: CAN ATALAY HAKKINDA, SİZİ KİMİN ATADIĞINDAN BAĞIMSIZ VİCDANINIZLA KARAR VERİN”
Gezi olayından beş kişi daha. Beş kardeşimiz, beş yoldaşımız mevcut. Hepimizin yerinde uyuyorlar. Zira bir sefer daha cezalandırılmadan, hiç utanmadan, sıkılmadan, çekinmeden: Seyahat bizsiz kardeşim. Hepimiz Gezi’deydik. Seyahat bizim onurumuzdur. Bunlardan biri Can Atalay. 14 Mayıs’ta Hatay milletvekili seçildi. Millet ‘Git, vazife yap’ dedi. Yemin merasiminde kürsüye davet edildi Sayın Bahçeli tarafından. Salmadılar nedimesi. Bütün millet vekilleri oylamaya sundular. Oy birliğiyle Can Atalay seçildi İnsan Hakları Komitesi’ne. Salmayız dediler. Yani millete, Meclis’e direniyor birileri. Akabinde mahkemeye başvuruluyor. Yargıtay gönüllüsü şu anki durumda. Anayasa Mahkemesi (AYM) hak ihlali. Yargıtay 13’üncü Ceza Dairesi bu yok diyor. AYM, ikinci sefer hak ihlali kararı veriyor. Yargıtay’ın 13’üncü Ceza Dairesi bir daha direniyor. 30 Ocak günü, haberi okutup Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürüyorlar. Anayasa’nın 85’inci unsuru, ‘Eğer milletvekilliğinin düşmesi halinde yedi gün sürecektir. AYM’ye başvur, 15 gün mühleti var karar verecek’ diyor. Can Atalay için AYM’ye mühleti içerisinde başvurulmuştur. Mahkeme karar verdi. ‘Yapılan süreç tümüyle yok hükmünde’ dedi. O gün bu tarafa gelmiş olmalıyım gerekçeli karar bekliyorum. Birileri gerekçeli kararı yazmıyor ya da birileri yazdırmıyor. Bu karar daha ne kadar bekleyebilir bilmiyorum. AYM’yi yıpratmak niyetim değil. Ancak her geçen gün kendini yıpratan, kendini tüketen, kendi kararına baş birilerine karşı; sinen, pısan bir AYM var. AYM yöneticilerine sesleniyorum: Sizi kimin atadığından bağımsız, sizinle ilgili yapılan tüm değerlendirmelerden bağımsız vicdanınızla bir karar verin. Bu rezillik sona ersin.
“TAYFUN KAHRAMAN, MİNE ÖZERDEN, ÇİĞDEM MATER BOŞU BOŞUNA İÇERİDE YATMAKTADIR”
Tayfun Kahraman, Seyahat Parkı en barışçıl, en orta bulucu, en haklı tavrını sergileyen kişidir. Evladı Vera’dan başka boşu boşuna bulunmaktadır. Mine Özerden, FETÖ’cülerin teziyle Kavala’nın maddi desteğiyle ve milyonlarca dolarlarla, bireysel suçluların hesaplarının üyelerine bugüne kadar ulaşılamayan davalarda içeride yatmaktadır. Çiğdem Mater, Seyahat’in belgeselini çekmek için Almanya’dan Türkiye’ye gelmiştir. Ortada belgesel yoktur. Çiğdem Mater Görevlidir. ve son olarak yedi yılı geçen Birimdir Bulunan Osman Kavala ile ilgili bugün, Tuğrul Türkeş bir açıklama yaptı. Milliyetçi hareketten gelen herkesin başını buğladığı, saydığı, MHP’nin kök aldığı partinin kurucusu Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş, Avrupa Parlamentosu Meclisi’nde Türkiye heyetinin lideridir.
“TUĞRUL TÜRKEŞ’E BAKALIM MHP NE DİYECEK”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uymayı, Anayasa’da yer almıyoruz. Cumhurbaşkanı da bu Anayasa’ya uymak, kararlara hürmet göstermek anlamındadır. Tuğrul Bey emek verdi, kanuna aykırı davranmak için uğraştı, dünya kadar çaba sarf etti, Olmadı. Kavala’yı ziyaret edip etmeyeceğini sormuşlar. Hangi Kavala’yı? Biz alacağınız zaman ‘Vatan hainlerinin ismini anıyorsunuz. O kazatur. CHP casusları savunuyor’ dedikleri Kavala’yı, Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş’i, bu partinin faal milletvekili Tuğrul Türkeş’e ‘Gerçek milliyetçilik bunu gerektirir’ diye yanıtladı. Zira bu ülkede ne büyük ziyanlar gördüğünü görüyor. Artık Tuğrul Türkeş’e bakalım MHP ne diyecek? Tuğrul Bey, babasının kabrine gidip de kirletiyor diye gül suyu dökenler, topyekun koşup AK Parti’nin ardına dizildiler. Seyahat Davası’nı inadına sürdürmekte, bu insanları inadına içeride tutmak Tuğrul Bey’in attığı üzere ne milliyetçiliğe sığar ne vatanseverliğe sığar. Bu işte Türkiye’nin menfaati var, akılları başlarından gitmiş ancak bu menfaat yok. Biz kazancınızın yanında durmaya, doğruya yanlışsız demeye, haksızlığa uğramamaya, haksızlığa uğramamaya dikkat edin.
“HAYVANLARIN EN BİRİNCİL HAKKI OLAN HAYAT HAKKINI TEHDİT EDEN VEFAT YASASINI GETİRDİLER”
17 maddelik kanunu getirdiler, Meclis’e koydular. Bu 17 hükümsüzlük kanunu, güya hayvan hakları kanunu. Evet, Türkiye’de bir başıboş köpek sorunu var ve çözülmek istiyoruz. Lakin bunun yerine tahlili için insancıl, akılcı, bilim yollarının uygulanması gerekirken verilen kanun teklifi muğlak tabirlerle öldürmeyi legalleştiren ve tahlili büsbütün belediyelerde, ilaçların inisiyatifine bırakan, 2028 yılına kadar barınak sıkıntısını, sorumluluğu bu mevzuda erteleyen, yani kaş yapayım derken göz muayenesi yapıldı, hayvan hakları derken hayvanların en birincil hakkı olan ömür miktarını tehdit eden bir vefat yasasını güvence altına alırlar. Açıkça yazmış, ‘Fiziki engelli hayvan…’ Bir ayağı olmayan miras köpek olmak üzere ya da Sayın Emine Hanım ile Tayyip Bey’in sahiplendiği engelli köpek Leblebi olmak üzere köpekleri alacaklar ve ötenaziyle hayatlarına son verecekler. O denli önemli bir şey yapacaklar ki yabani hayvanlarla kent ömrü boyunca en kıymetli bariyeri kaldırma kuduzun beşerler için tehdit olmasına sebebiyet verecekler.
“ÖLÜM VE İNFAZ MADDESİNE, KÜMEMİZ BÜTÜN GÜCÜYLE TARİHİ BİR DİRENİŞ GÖSTERECEK”
Hangi görüşülse olsun, hepimizin -bunu Sayın Erdoğan’a da söyledim- evlatları, torunlarının hayvan hakları sorununa hepimizden hassaslar. Siz onların gözünün önünde, milyonlarca köpeği -hatta sınırlamıyor da milyonlarca kediyi- kedilettiğinizde, bir jenerasyonda hiçbirimizi affetmeyecek bir travma yaratacaksınız. Türk beşerinin hayvanseverliğini bir anda bırakıp artık bu kesime girişmeye kalkıyorlar. Biz CHP olarak bunun karşısındayız. Hayvanlarseverlere, AK Parti’nin de MHP’nin de UYGUN Parti’nin de DEM Parti’nin de hangi görüşte olursa olsun bütün partilere vermişlere de onların evlatlarına da diyoruz: Bu hayvan hakları yasası diye gelen vefat ve infaz maddesine bu salonda bulunan kümemiz, kablosuna kadar bütün gücüyle tarihi bir direnci gösterecek. Kelam veriyoruz.
“160 liralık fındık taban fiyatını satın alıyoruz. Üreticinin fiyatı”
Çiftçiler, milletin efendisi olan köylüler, tarihin en güç günlerini geçiriyorlar. Birer birer taban fiyatları açıklanıyor. Artık fındık fiyatı. Sakarya’dan Trabzon’a kadar çok büyük bir coğrafyayı ilgilendiren, bütün milletvekillerimizin büyük bir emek ve uğraşla güzel bir taban fiyat için çırpındıkları bir süreçteyiz. 130 milyar liralık tazminat istemiş var. Bunun 100 milyarı bizde, bizde kalan 2 milyar lira. Temel adaletsizlik burada, makus idare, beceriksizlik burada. Ordu’daki Ziraat Odası lideri, bir kilo fiyatının 117 lira olarak belirleneceğini ve 160 TL’lik taban fiyat beklentisini ilan ettiler. Ziraat Odası liderinin ortak fiyatı 160 olduğu için, biz de bu 160 lirayı sahipleniyoruz. ve buradan bir defa daha söylüyoruz: Üreticimizi yabancı bir cüzdan kölesi yapın. Milletlerarası kartellerin insafına bırakmayın. Bu eserin fiyatını biz belirleriz. Biz sorarsak onlar yatırımcılardır. Bu türlü bir şeyi kaçırırsanız, geçen yılki itibariyle ağ sorunlarını ortadan kaldırırsınız. 160 liranın altında ilan edilen fiyatı, dünyanın en güçlü çikolata kartlarını kapsayacak, bizim üreticimizi perişan edecek. Testi kırdan uyarıyoruz. Bulduğunuz fiyatı 160 liradan aşağıya listelemiyorum. Sakarya’dan Trabzon’a kadar bir koca coğrafyayı mağdur etmeyin. Üreticinin parasını verin. Hakkımızı istiyoruz,çok değil.
“22 yıldır bu milletin elinden sokağı aldılar, güç kullandığından övgüler aldılar, lisanından sloganı kullandılar”
Birkaç son birkaç iğneden ipliğe her şeye sanatçı geldi 1 Temmuz’da minimum fiyata sanatçı geldi. Indirimli fiyatlar yapanlar, İndiyumlu fiyatlar yapanlar, İndiyumlu fiyatlar yapanlar, İndiyumlu fiyatlar yapanlar. Geçtiğimiz hafta elektriklerin yakılıp söndürülmesini istedik. Üç gün sürdürdüğümüz hamle Türkiye’nin dört bir yanından iştirakler oldu. Diğer kimileri döndüler ‘Yeterince ışık yanmıyor’ dedi. Ne demek istiyorsun? ‘Türkiye’de geçişim zorluğu yok’ mu demek istiyor? Demokrasi tepkisi ve protesto işidir. 22 yıldır bu milletin elinden sokağı aldılar, bu milletin desteklediğinden övgüler aldılar, bu milletin desteğini aldılar, bu milletin desteğinden övgüler aldılar, bu milletin desteğinden sloganı attılar. Emekçiyse işçi, emekçiyse işçi, çiftçiyse çiftçi, işçiyse işçi … önünüzde meydanlardayız, Siteyle birlikteyiz. Bir kelamım de klavye muhaliflerine, Twitter çözümlerine: Kardeşim, Twitter’dan gelen çözümlere, klavyeden gelen sıkıntılara dikkat edin. Bu milletin tarihi ve büyük sanatı. “Hadi meydanlara, bırakın da gidelim.”
