CHP Milletvekili Gürer: Süt siyasetleri hayvanların kayıplarına neden oluyor
(ANKARA) –CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt siyasetlerindeki yanlış saklama süt ineklerinin bölümleri ve hayvanların kaybolmalarına neden olduğunu belirtti. Gürer, süt fiyatlarındaki düşük üretici gücünün mevcut durumda olduğunu vurgulayarak, çiğ süt fiyatlarının sabit kalmasından ziyade enerji maliyetlerinin artmasına rağmen, hatta düşüşten şikayetçi olduğunu söyledi.
Gürer, Türkiye’de süt üreticilerinin karşı karşıya kaldığı sorunlara dikkat çekti. Gürer, oğluna 5 yıl boyunca Türkiye’nin hayvan sağladığını 10 milyona yakın bir kayıp yaşandığını belirterek, süt ineklerinin kesilmesine yol açan yanlış idare siyasetlerinin bu kaybının derinleştirdiğini söz etti. Gürer, “Yalnızca çeviri harfinin günümüze kadar 1 milyon 200 bin üzerinde hayvan ithal edildi. İthalat durmuyor ama sütte yanlış uygulamalar yine krize dönüşme yerinde” dedi. Gürer, Ulusal Süt Kurulu’nun fiyatının 14 lira 65 kuruşluk fiyatının üreticiyi düşmediğini, bazılarının ise hala 12 liradan süt alındığını belirtirken, süt inekçiliği yapanlar ise yerinde inceledi.
Üretici Nevzat Genişyürek: “Sorunlarımız çok derin”
Hayvancılık yapan Nevzat Genişyürek, süt ürünlerinin yaşadığı sorunları lisana getirirken, bu problemlerin yalnızca yüzeysel olmadığını, derin ve dayanıklı olduğunu vurguladı. Genişyürek, “Süt hakikaten hakikat firmaları düzgün bize süt parası ödemiyor. Reyona yapabiliyoruz, tam yağlı diye kreması bile alıyor sütlerin fiyatı 45 lira, ancak biz 15 liraya süt satacağız diye debeleniyoruz. Eğer ki bir ülke üretildine sahip çıkarsa büyüyor. Hollanda’nın bile bugün farklı açıklamaların olmaması nedeniyle, gayri safi ulusal hasıladan faydalandığı hissinin bize kat fazla olması nedeniyle yüzde 28 ve yüzde 29’a tekabül eden bir oran olduğu söyleniyor” dedi. Artan, karşısında süt fiyatlarının artmadığını, bunun yanı sıra sıra et fiyatlarının da gerilediğini Genişyürek, genele kâfi takviye verilmediğini tabir etti.
“Yemle bağlantılı endekslesinler, diğer bir şey istemiyoruz”
2011 yılında 1 litre sütten alınan yemü bugün de alabilmeyi isteyen yen Genişyürek, dayanak esnekliğinin ötesinde adil bir fiyat siyaseti talep etti. “Ben takviye falan istemiyorum. Bunu bir kaldıralım ortadan. Bana ne verebileceksin? 1 litrelik paketin bir paket kilo yem alabilmesi lazım. Bana, 2011 yılında çalıştırılacağım ne kadar yem yersa, şu anki fiyat rejiminde bunu verebilirsin, diğer bir şey istemiyorum. Biz çiftçilik yaparak ayakta kalıyoruz. Ben tek parça çerçici gibi o paralara konuşuyorum, istemiyorum” diye.
“Duvara toslamaya gerçek olabiliriz”
Nevzatyürek, Türkiye’nin tarım ve hayvancılık siyasetlerinin ferdî çıkarlar tarafından yönetildiğini belirterek, “Hayvancılıkta ve tarım sektöründe bireysel çıkarlara yönetiliyoruz, zira adamlar küçük küçük menfaatleri ile bizim işletmemize dokunuşlarıyla bu tarım ve hayvancılık siyasetini düşünüyorlar aslında bu, Geniş toslamayı düşünüyorlar. bir tabir var ya, biz şu an tam olarak gidebiliriz. Eğer ki bir ülkede yetişirsen çıkarsa büyür. Örneğin, şimdi ben Trakya’ya gidiyorum; aradığım zaman bu düveleri alıp gelebiliyorum. ya da İzmir’e harcadığım vakit bu düveleri alıp gelebiliyordum. Ben şu anda buralardan düve alamadığım için ithalatçı oldum” dedi. Türkiye’nin düve ithalatına ithal edildiğinden, bu ithalatın da sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Genişyürek, “Şu anda biz Danimarka’dan, Avusturya’dan, Çekya’dan, Almanya’dan düve ithal ediyoruz. Pekala, ülkede bu ülkelerde düve durdurmayı durdurursa, iş piyasasını nasıl regüle edilebilir” diyerek, bu durumun yaratılacağı risklere dikkat çekti.
Nevzat Genişyürek, geçmişte de bugün olduğu gibi benzer krizlerin yaşandığını hatırlatarak, süt fiyatlarının o devirde de üreticiye kâfi kar sağlamadığını bu nedenle birçok işletme sahibi, süt ineklerini kesite korumak zorunda olduğunu hatırlattı..
Süt kesimindeki kriz derinleşiyor
Hayvancılık bölümünde, bilhassa de süt üreticilerinin maliyet artışları ve krizler nedeniyle büyük zorluklar yaşandığını söz eden Genişyürek, iç miktarların süt fiyatlarının regüle edilmesinin yerine, gidişatın tehlikeli bir ölümler geldiğinde ve yaşadıkları kesintinin tüm bölgede etkileyeceğini söyledi.
“Hayvancılıkla ilgili siyasetler hakikatle eşleştirilirse pazarlar azalır”
Hayvan yetiştiricisinin meselelerini dinleyn Gürer de tarım ve hayvancılık kesimlerinde yaşanan sorunların giderek derinleştiğine dikkat çekti. Gürer, “Tarımda ve hayvancılıkta önemli meseleler var. Geçmişe kıyasla sorunların değeri ölçüsünde arttı. Türkiye’de hayvancılık siyasetleri hakikatte formda değerlendirilirse, üreticilerin yetiştirildiği üzere, ekonomiler kısılır ve ithalata bile gerek kalır, kendi kendimize kâfi hale geliriz. Yapılması gerekenler her lisana getiriliyor” dedi. Gürer, mevcut durumun örneğini vererek, “Şu anılmak üzere, hayvanların hayvanlarında ve sağıma giren yaklaşık 70 hayvan bulunuyor. Bir o kadar da hamile düve var. Şayet bu yatırımı bugün yapacak olsanız, yapamazsınız” şeklinde konuştu. Gürer’in bu sözleri üzerine Nevzat Genişyürek, “Mümkün değil vekilim. Nerede? Ayrıyeten, sen bu kesime giriyor yanlış diye sor vekilim. Adam alıyor, satıyor. Şurada mısır tarlasından çıkıyorsun, geliyorsun, hayvan burada doğum yapıyor. Gidiyorsun, burada hayvanlar itişiyor. Bir sürü sıkıntıyla karşılaşıyorsunuz, serum alıyorsunuz. 24 saat boyunca enerjinizi alamıyorsanız, paramı faize yatırırım, alıp mı satarsınız, bizden daha fazla kazanacağından emin olun.
“Kendi kendine kâfi hale gelinmeli”
Gürer, tarım ve hayvancılığın yaratılması ehemmiyeti üzerine vurgu yaparak, bu kesimlerin ülkenin geleceği için kritik olduğunu belirtti. Gürer, “Gıda, manada bir ülkenin geleceğidir. Tarım olmazsa, ülke ilerleyen basamaklarda serbest hale gelir ve bu durum sömürgeleşmeye yol açar. Üretmeyen toplumlar, kendileri dayatılanlarla hayatlarını sürdürmek zorunda kalır” dedi.
Gürer, tarım bölümündeki sıkıntıların tek parça bilgilerinden öğrenilerek çözülebileceğine dikkat çekti. Gürer, “Yetkililere sesleniyoruz; sonucu bugünden belirli olan yanlışı yapmayın. 4 yıl önceden yapılan yanlış, bugün ithalatı getirildi. Avrupa’da hayvanın birinci dereceden söylenen kâfi değil. Uygulamanın sürekliliği değerlidir. Şayet yetiştirici hayvanlarını bakabiliyor, yem problemini aşabiliyorsa ve bu sürdürülebilir ise Aksi takdirde, üreticimiz, ‘Bu işe başladıkça bu şekilde gelişmeyi bilseydim, sürdürmezdim,’ diyor” şeklinde konuştu.
Gürer, gezide küçük aile tipi değişikliklerin önemine dikkat ederek, “Büyük işletmeler kesinlikle olacak, ancak küçük işletmelerin büyük olanları en büyük destekçisi. Küçük aile tipi işletmelerin aksiliklerinde bizi ayakta tutabilir” dedi. Ayrıyeten, küçük aile tipi işletmelerde üretim yapan çiğ süt üreticilerinin uzun mühlet depolama olanaklarının mevcut olduğunu ve bu nedenle sanayiciye satış yapmak zorunda olduklarını söz etti. Gürer, Türkiye’nin markalaşarak bu ürettikleri üretimin değeri yaratarak pazarlayabileceğini vurguladı ve “Müteşebbis işinden para kazanırsa, işler büyür ve bu, Türkiye’ye yeni bir katma pahalı eser kazanır. Büyüttüğü iş yeni bir aş, yeni bir iş demektir. Türkiye’ ye yeni bir katma değerli eserin kazandırılması demektir” şeklinde konuştu.
