Cenk Tosun’un Beşiktaş’a Vedası: Güle Güle Tosun Paşa!
Bu yazı, yürekten Beşiktaşlı olup, Beşiktaş efsanesi olma talihini kaçıranlarla ilgilidir. Bu mevzuda pek çok örnek olmasına karşın, ben çok tanınan olanları bu yazıya dahil ettim. Yazının gayesi, nedenleri incelemek, yargılamak değil yalnızca varılan sonucu ortaya koymaktır.
Şenol Birol, 1959 yılında, Sarıyer’de attığı gollerle çok meşhur olmuştu.
Fenerbahçe peşinde idi. Lakin Şenol Beşiktaş’ı tercih etti.
Beşiktaş forvet çizgisinde oynayan Birol Peker’le büyük bir ahenk yakaladı ve attıkları gollerle taraftarın gönlünde taht kurdular; ‘Şenol-Birol-Golll’ tezahüratı bu türlü doğdu…
1962-63 döneminde Şenol ve Birol birlikte Fenerbahçe’ye transfer oldular. Şenol, üç yıl sonra tekrar Beşiktaş’a döndü. Birol ise futbolu Fenerbahçe’de bıraktı.
O devrin efsaneleri konuşulurken, Şeref Bey, Baba Hakkı, Süleyman Seba, Necmi Memnun, İnanç Önüt üzere isimleri gururla söylem ediliyoruz. Şenol’u, Birol’u değil…
Adlarına müzikler yazılan Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünden, Feyyaz Uçar 1994 yılında Fenerbahçe’ye transfer oldu.
Her ne kadar gidişinde bir yöneticinin yüksek egosunun hissesi olsa da Süleyman Seba üzere bir lider bu gidişe müdahale etmediyse biraz oturup, düşünmek lazım.
Feyyaz Uçar, şimdi Beşiktaş Yönetim Kurulu üyesi olarak, Beşiktaş’a hizmet veriyor!
TV programlarında yaptığı yorumları pek çok Beşiktaşlı tarafından beğenilmeyen Metin Tekin ise, ‘Beşiktaş’ın rakiplerine gitmem’ diyerek Vanspor’a kiralık olarak gitmiş, bir dönem sonrasında futbolu Beşiktaş forması ile bitirmişti.
Sergen Yalçın, mesleğinin tepesindeyken, 1997 yılında Beşiktaş’tan İstanbulspor’a sonra da Siirt Jetpa, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzon derken 2002 yılında tekrar yuvasına döndü. Hem futbolcu olarak hem de teknik yönetici olarak Beşiktaş’ta şampiyonluk kupaları kaldırdı.
Camianın tamamının Sergen’i, Beşiktaş efsaneleri içinde saydığını söyleyebilir miyiz?
Tümer Metin ve İlhan, 2001 yılında birlikte Samsunspor’dan Beşiktaş’a geldiler.
Tümer 2006 yılında Fenerbahçe’ye gitti. Beşiktaş taraftarından birçok sefer özür dilemesine karşın affedilmedi.
İlhan ise, en tanınan periyodunda, Fenerbahçe ya da Galatasaray yerine Japonya’ya gitti; taraftarın gözünde İlhan Mansız da bir efsanedir.
Burak Yılmaz 2006 yılında Antalyaspor’dan Beşiktaş’a geldi, 2008 yılında Manisaspor’a gitti. Sonra Fenerbahçe, Trabzonspor, Galatasaray’da top oynadı.
Bu yıllarda Beşiktaş taraftarı Burak Yılmaz’ı, ‘Emek hırsızı’ olarak nitelendiriyor ve nefret ediyordu. Lakin Burak da 2019 yılında Beşiktaş’a döndü ve bir kısım taraftar kendisini, ‘Kral Burak’ olarak karşıladı. Hatta kısa bir periyot teknik yöneticilik de yaptı.
Burak Yılmaz’ı Beşiktaş efsaneleri ortasında sayabilecek kaç taraftar vardır sanki?
Gelelim Tosun Paşa’ya…
Cenk’in Gaziantep’ten Beşiktaş’a gelişini hatırlayın; o devirde de hem Galatasaray hem de Fenerbahçe peşinde idi. O ise, ekibine rest çekip, pek çok fedakârlıklar yaparak Beşiktaş’a geldi.
Çok büyük emekler verdi ve taraftar da ona ‘Beşiktaş’ın çocuğu’ unvanını verdi. Hiçbir transfer periyodunda zorluk çıkarmadan mukaveleye imza attı.
2018 yılında Everton’a transfer oldu ve kulübe büyük paralar kazandırdı. İngiltere’de istediği başarıyı yakalayamayınca 2021’de tekrar Beşiktaş’a döndü fakat beklenilen performansı gösteremedi.
Cenk Tosun’un gidişinde hem herkes haklı hem de haksız.
Nasıl mı?
Kulüp haklı, zira İmmobile, Abubakar, Muleka, Semih ve Mustafa Hekimoğlu ile mukavelesi var. Beşinci santrafor Cenk’in ise kontratı dolmuş. Takım planlaması açısından kulüp futbolcu elemek zorunda. Bu durumda en makul olanı kontratı bitmiş olan Cenk’i yollamak.
Yanlış olan ise, Kulübün Cenk’i yollarken büründüğü sessizlik…
Beşiktaş yöneticileri, Cenk ile birlikte bir basın toplantısı yapıp, ayrılma nedenlerini açıkça anlatıp, Cenk’e geçmiş hizmetleri için teşekkür etmeleri çok daha hakikat bir tutum olurdu. Beşiktaş idaresinin sessizliği büyük yanlış anlaşılmalara neden oldu. Bu durum, Cenk Tosun’un para yüzünden Beşiktaş’tan ayrıldığı algısını yarattı.
Cenk Tosun’un yanlışı ise, kendisine pek çok kulüp bulma ihtimali varken Fenerbahçe’yi tercih etmesi. Bu transferin bu kadar süratli gelişmesi, Cenk ve Fenerbahçe’nin bir müddettir görüştüğü izlenimini de yaratıyor. Mourinho’nun bir gecede Cenk ile ilgili karar vereceğini düşünmüyorum.
Cenk’in kararına da hürmet duymak gerekir. Boşta kalmış bir futbolcu olarak kendisi için en uygun gördüğü yeri seçmiş olmak Cenk’in ferdî tercihidir. Lakin bu tercih kısa müddetli yarar sağlayacak olsa da uzun devirde Cenk’e çok büyük bir mesleği kaybettirmiştir. Cenk bu kararı ile ömür uzunluğu,” Beşiktaş’ın efsanesi Cenk” olma imkanını yitirmiştir.
Kendisini her vakit, uygun bir Beşiktaşlı olarak sevgi ve hürmet ile anacağım. Ancak benim gönlümde Beşiktaş efsaneleri içinde hiçbir vakit yer almayacak.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar büsbütün muharrirlerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio
