Bazen Okusanız Bile Anlamadığınız Oluyor mu? Sebeplerini ve Nasıl Üstesinden Geleceğinizi Anlatıyoruz
Kitapların büyülü dünyasına daldığımızda ya da uzun bir makaleyi okumaya çalışırken bazen kendimizi aniden metnin manasını büsbütün kaybetmiş buluruz. Sözler gözümüzün önünden akıp geçer, ama zihnimizde bir iz bırakmaz.
Bu durumun neden olduğunu anladıktan sonra okumalarınız esnasında daha dikkatli olup kendinizi bilginin akışına bırakabilirsiniz.
En yaygın nedenlerden biri, dikkat dağınıklığı.
Modern hayatın süratle akan temposu, daima bilgi bombardımanı altında kalmamıza neden oluyor. Toplumsal medya, iş gerilimi, günlük sorumluluklar derken, zihnimiz birden fazla mevzuya odaklanmaya çalışıyor.
Bunlar da derinlemesine odaklanmayı zorlaştırıyor. Dikkat dağınıklığı ve daima bölünme de okuduğumuz metinleri anlamamızı ve aklımızda tutmamızı zorlaştırıyor.
Zihinsel yorgunluk, bilhassa ağır iş günlerinin akabinde sıkça karşılaştığımız bir durum.
Beynimiz de tıpkı kaslarımız üzere yoruluyor ve dinlenmeye gereksinim duyuyor. Uzun vadeli odaklanma gerektiren işlerde çalışan bireylerde bilişsel yük yani zihinsel kapasitenin dolması durumu meydana geliyor.
Bu yük arttıkça, yeni bilgileri işleme ve manaya kapasitemiz düşüyor. Münasebetiyle okuduğumuz metinleri kavrayamama durumu ortaya çıkıyor.
Uyku, beyin işlevleri için hayati kıymet taşıyor.
Yeterli uyku almadığımızda, beynimiz yeni bilgileri işlemek ve manalandırmak konusunda da zorlanıyor. Uyku sırasında beyin, gün içerisinde öğrendiğimiz bilgileri düzenliyor ve depoluyor.
Bu süreç de aslında bilgilerin uzun müddetli hafızaya kaydedilmesi için kritik. Uyku eksikliği, bu süreci aksatarak okuduklarımızı anlamamızı ve hatırlamamızı zorlaştırıyor.
Okuduğumuz metnin karmaşıklığı ve lisan yapısı da manaya kapasitemizi etkiliyor.
Zorlayıcı ve karmaşık yapıya sahip metinler, daha fazla zihinsel çaba gerektiriyor. Hak verecekseniz ki bilimsel makaleler, teknik dokümanlar yahut ağır edebi eserler, beynimizin bilgi sürece suratını zorlayabiliyor. Hâl bu türlü olunca okuma sürecinde süratle ilerlerken mananın kaybolmasına neden olabiliyor.
Anlamaya giden yol neyden geçiyor?
Okuma ve manaya süreçlerinin karmaşıklığını göz önünde bulundurduğumuzda, bu tecrübenin yalnızca ferdî değil tıpkı vakitte çevresel ve fizyolojik faktörlerle de şekillendiğini anlayabiliriz.
Dikkat dağıtan ögelerden uzaklaşmak, zihinsel yorgunluğu azaltmak ve kâfi uyku almak, okuma tecrübemizi ve manaya kapasitemizi artırabilir. Unutmayalım ki beynimizin de dinlenmeye ve dikkatini toplamak için vakte gereksinimi var.
Bu içeriklerden de faydalanabilirsiniz:
