Başımdaki canavar
Kafamdaki Canavar
Özellikle “over thinking” dediğimiz çok düşünme sendromuna sahip bireylerin zihinlerinin içinde daima bir canavar konuşur durur. Bu canavar birçok vakit ya geçmişte yaşanılan pişmanlıklara yönelik suçlayıcı; ya da geleceğe dair mevzuların her detayını düşünerek kurgulayarak kuşkucu konuşmalar yapar. Asla gerçekçi davranarak şimdiki yapacakları hakkında yol gösterici değildir; yani güzel bir rehber değildir. Bu canavar, ekseriyetle yargılayıcı ve eleştirel ebeveynleri simgeleyerek suçlayıcı bir halla şahsa daima kendini kusurlu hissettirir. Ya da çok müdafaacı kollayıcı, müdahaleci ve telaşlı ebeveynleri temsil ederek kişiyi paniğe sürekler. Bu canavar susmadığında da dert bozukluklarına yol açabilir. Meğer ki bu canavar zincirlerini kırıp özgürleştiğinde; yani kusurlu olma hamasetine sahip, yanılgı yapmayı da göze alan ve yaptığı yanılgılardan dersler çıkararak yoluna devam edebilen bir rehbere dönüştüğünde kişi gayelerine hakikat süratle ilerler.
Özetle, ebeveynlerimizin kalıplarından çıkıp “Ben ne istiyorum?, Beni ne keyifli eder? ,İsteklerimi elde etmek için neler yapabilirim?” halinde sorun odaklı düşünme biçimi yerine tahlil odaklı düşünme biçimine geçmeyi başarabilirsek hayatımızın denetimini ele alırız ve dertlerimizden biraz olsun arınırız. Korku yerini heyecana ve umuda bırakır.
https://www.youtube.com/watch?v=qY-JyIw36QQ