Avukatların katılma talebinin reddine kararı verildi
AVUKATLARIN KATILMA TALEBİNİN REDDİNE KARAR VERİLDİ
Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde görülen duruşmaya 22 tutuklu sanığın tamamı katıldı. Cinayetin azmettiricisi tez edilen sanık Doğukan Çep ‘Bay Kemal nerede’ diye bağırdı. Jandarmalar tarafından salondan onaylanan Çep, bir mühlet sonra mahkeme liderinin talebiyle yine salona getirildi. Avukatlar İbrahim Ethem Yiğit ve Davet Can Pak, MHP ismine davaya katılma talebinde bulundu. Sanıklar ve avukatları taleplerinin kabul edilmesi istendi. Savcı ise katılma talebinin reddini istedi. Mahkeme başkanı, MHP’nin suçtan zarar gören sıfatı almayı reddetme talebinin reddine karar verdi. Avukatlar salonunun bölmesine alındı.
‘POLİS ARKADAŞLARIM, BİRLİKTE GİDELİM DEDİLER’
Ayrıca sanıkların savunmasına geçildi. İddianamede Sinan Ateş’in tetikçisi olarak yer alan Eray Özyağcı, emniyetteki tabirlerinin baskı altında alındığını öne sürerek, “Sinan Ateş’e ulaşmaya çalışıyordum. Bir evrak için bana kelamını tutmadı. Benden para istedi. Suat ağabeyi aracılığıyla, ‘Yardımcı olur musun’ dedim. Evet’ dedi. Doğukan ağabey ile bir arada otoparka gittik. Otururken bana ‘Her şeyi ayarladım, Ankara’ya gitmem kaldı’ dedi. Benden Sinan Ateş’i ayaklarından dozajım talep edildi. Polis memurları Ankara’ya eğlenmeye gidecekti. ‘Beraber gidelim’ dediler . Sözlerimde Doğukan Çep ‘Ben korumak için kendimi tasarlamışım üzere söz verdim, palavra söyledim. Doğukan Çep bana Gölbaşı’nda ilerleme pozisyonu atmıştı, ‘Sinan Ateş’i yalnızca ayaklarından vur uzaklaş’ dedi, ben de önlerine çıktım Sinan Ateş’in sağlı sollu ayaklarına ateş etmeye çalıştı. Ateşin ardından Ateş’in yanındaki kişiler bana karşılık verdiler. Ardından ‘Reisi vurduk, reisi vurduk’ diye bağırdıklarını duydular. Olaydan sonra Doğukan Çep beni aradı, ‘Sinan Ateş öldü, ben sana sadece yarala demedim mi’ dedi. ‘Ben öldürüldüm, ben bu adamı öldürdüm’ dedim. Akşam tekrar aradı, ‘Vedat yakalanmış sakın İstanbul’a gitmeyin, orada saklanmayın dışarıda’ dedi. 4 güne yakın kaldı. Ben Doğukan Çep ağabeyimin Sinan Ateş ile meselelerinden dolayı ayaklarına sıktım. Ben öldürdüm, nasıl öldürüldüğü araştırılsın istiyorum. Tahliye talebim yoktur” diye konuştu.
‘BU DAVANIN BAŞ AKTÖRÜYÜM’
Mahkemeden izin almadan konuşan, sanıklardan oluşan hareketin organize ettiği sav edilen Doğukan Çep, “Ben bu davanın baş aktörüyüm, azmettiriciyim, söz vermek istiyorum” dedi. Mahkeme Başkanı ‘Sıran gelince konuşursun, otur yerine’ diye karşılık verdi.
‘TAKSİYE BİNDİM, SİLAH SESLERİNİ DUYDUM’
İddianamede, yeni avukat olarak yer alan Suat Kurt, Doğukan Çep’in manevi kardeşi olduğunu söyleyerek talebini iletti. Eray Özyağcı’yı tanımadığını söyleyen Kurt, “Doğukan Çep, ‘Ankara masrafsız; adres karışımı bu ismi adrese kaçta ekliyor, kaçta ortaya çıkıyor, ne yapıyor ne yapıyor?’ dedi. ‘Dövülecek, en fazla ayaklarından yaralanacak’ dendi. Olayın olduğu gün Eray’ın orada olduğundan haberim yok. Eray’ı İstanbul’dan geldiğinde uçuşum. Rahmetlinin adreslerini atan benim. Benim problemim de değil, olayı ben yaptırmış olmak üzere ne torbacılığımız kaldı “Bir diğeri bir şey. Ben yalnızca bilgilerini attım” dedi. Doğukan Çep’in kendisine adresini verdiğini söyleyen Kurt, Ateş’in adresine çıkış yaptığını söyledi. Eray’la Doğukan telefonda görüşürken Sinan Ateş’in vurulacağını öğrendiğini ileri süren Kurt, “Adamı ulaştırmayı Doğukan’a söyledim. Geldiklerini söyledim. Doğukan ‘Ağabey sen taksiye bin git’ dedi. Taksiye bindim, taksideyken silah seslerini bağırdı. Sonra otobüsünü değiştirip kaçtım” dedi.
‘AYAKLARINDAN VURDURMAYA GÖNDERDİM’
Sanıklardan Doğukan Çep ise cinayeti kendisi azmettirdiğini belirtti “Dışarıdaydım, aranıyordum. Bir gün sabah namazında Ateş’le yan yana kıldık. 2013’te ceza aldım. ‘Yardımcı olabilir misin’ dedim Ateş’e. Ateş de ‘Ne demek, yardımcı olmayın’ dedi Bazen telefonda anlattım. 2020 yılında ‘Kanalı belgeyi halledecekler, 1 milyon lira istiyorlar’ dedi. ‘Ben o kadar bulamam’ dedi. 2021 yılında İstanbul’dan birilerini tekrar çaldım; 2022 yılı Kasım ayında ‘Artık sona erdi, paranın tamamını vermem lazım’ dedi. ‘Haber bekliyorum ben de’ dedi. ‘Ağabey hanı sonuna gelmiştik mi?’ dedim. 2-3 gün sonra tekrar kurulum; ‘Müsait değilim’ dedi telefonunu kapattım. Daha sonra kurulum açılıyordu. Dedim ki ‘benim paraya el koydu, ‘ben bunu ayaklarından vuracağım’ dedim. Ben öldürmeye gönderseydim ‘öldürmeye gönderdim’ derdim. Ben hakikaten ayaklarından vurmak istedim. Ben 4’üncü gün İstanbul’da yakalandım. Bir bakmıştı, istemediğim bir şeydi. Ben cezaya razıyım; Lakin ayaklarından vurmaya gönderdim. Suikast yapmaya gelen adam ayaklarına sıkmaz, gerisinden, arkasından atar, kimse de görmez” dedi.
Çep, Sinan Ateş’in vücuduna isabet eden kurşunun olayı sırasında onun yanında bulunan arkadaşı Selman Bozkurt’un silahından kurtularak, bulunduğunu talep ettiğini ve tahliye talebinin olmadığını söyledi.
Sanıkların savunmalarının şüpheli olduğu görüldü.
