Avrupa Şampiyonasında 5. Gün: Türkiye’nin Zaferi!
Euro Avrupa Şampiyonasının F kümesinde Türkiye Gürcistan ile karşılaştı. Almanya’daki Türkler o denli kusursuz bir atmosfer sağladı ki bilmeyenler maçın Türkiye’de oynandığına yemin edebilirdi. Türkiye maçın favorisiydi.
Favori olmakta da haklıydı oyuncu bazında Türkiye çok daha üstün yetenekli özel oyunculara sahip bir ekipti. Kupa konusunda hayli tecrübesiz olsakta Gürcistan da öyleydi. Lakin Türkiye’yi son hazırlık maçı olan Polonya karşısında izledikten sonra basında bu maça dair sorulan sorulara Türkiye kupayı alabilecek kadar güzel bir potansiyele sahip lakin Montella’nın bir planı varmış üzere görünmüyor demiştim. Hala bu fikrimin ardındayım.
Bu grubun her mevkiden yüksek düzeye çıkabilecek oyuncusu var.
Defansta Abdülkerim çok formda Ferdi çok âlâ durumda, orta alanda Hakan en uygun periyodunda, Kenan ile Arda yanıyor, Barış Alper çok âlâ. Lakin bir santraforumuz yok o aşikâr. Cenk bar lakin o da çok yaşlı. Bu durumda Montella dünyada yalnızca Bercelona’nın oynayabildiği santraforsuz bir taktikle oyuna başladı. Şayet bir Messi’niz varsa bu halde oynayabilirsiniz. Evet çok güzel ayaklarımız var ve bu kuşak için çok heyecanlıyız. Lakin taktiksel yanlışlar ile elenebilecek kadar kırılgan bir ekibiz.
Yapılan yanlışlar nelerdi? Barış Alper iki dev stoperin gerisinde oynatıldı. Adam resmen yok oldu. Hem ekibimiz sırtı dönük oynayabilen bir santraforu olmadığı için gol bölgesine yerleşmede sorun yaşadı hem de formda bir Barış Alper’den yoksun kaldık. Formda olmasa bile gerçek bir santrafor ile oynamamız gerekiyordu. Tahminen Cenk tahminen diğer biri.
İkinci sorun orta alandaki futbolcularımızın neredeyse tamamı ince bilekli teknik ve yumuşak oyuncular. Kenan, Arda, Barış, Orkun üzere oyuncular orta saha defans geçişlerinde rakibi kovalamayan ve direnç oluşturmayan futbolcular. Hepsinin bir ortada tercih edilmesi Gürcistan’ın kaptığı her topta ceza alanımıza girip tesirli olana kadar hiçbir direnç ögesi ile karşılaşmamasına sebep oldu. Bu çok üzücü. Gürcistan üzere bir grup aldığı her topta tesirli oldu şut attı, gol attı be iki topu direkten döndü.
Daha üzücü olan bir şey var. Montella bu sorunu fark etti lakin buna neden olan şeyi göremedi. Mesela Barış Alper’i stoperlerin ortasından sağ kanada çekti. Her durumda ceza alanımıza giren rakibi durdurmak için Merih’i oyuna aldı. Aşikâr ki grubun yaşadığı problemim kaynağını tespit edemedi. Yapılması gereken 3 atılım vardı.
1) Gerçek bir santrafor oyuna almak ya da baştan o denli başlamak.
2) Orta alanda defansif direnç sağlamak için İsmail Yüksek ya da Salih Özcan’ı kullanmak.
3) Barış Alper’ i Galatasaray’ın kullandığı konumda solda kullanıp Kenan’ ortada Arda’yı sağda kullanmak.
Bu formda yetenekli ayaklarımızla gol bölgesinde daha uzun mühlet bulunacak, orta saha direnci ile rakibe durum vermeyecek ve rakibin sert futboluna daha düzgün karşılık verecektik. Bunlar olmayınca taktiksel olarak tıkandık ve oyunu açmak için özel yetenekli ayaklarımızın sihirlerine muhtaçlık duyduk.
Gollerimizin ikisi de sihir üzereydi. Mert çok sıkıntı olan harika bir attı. Arda ise Real Madrid’te kendini fizikî olarak hazırlamış ve güçlenmiş. Bu güç ona yeteneklerini sergileyebilme talihi veriyor. Attığı gol çok çok özel oyuncuların atabileceği tipten bir goldü. Bize sihirli bir galibiyet sunan bizim çocukları tebrik ediyorum. Montella’nın ilerleyen maçlarda bu taktiksel yanılgıları yapmayarak kupaya kadar uzanabilecek potansiyelde olan ulusal kadromuzu kırılgan olmaktan kurtarmasını diliyorum.
X
Linkedln
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar büsbütün muharrirlerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio
