Antalya’da Esnafın Tutkusu: Tespih Koleksiyonu
Antalya‘da esnaflık yapan Ekrem Şen’in bir arkadaşının ikramıyla başlayan tespih ilgisi tutkuya dönüştü, 10 yılda biriktirdiği tespit sayısı 3 bin 600’ü geçti.
Araç ses satış sistemleri sahibi Ekrem Şen, 10 yıl önceki bir arkadaşının ikram ettiği tespihle toplanmaya başladı ve koleksiyonunu özel çantalar içinde saklıyor.
Tespihlerin ticaretini yapmayan Şen, koleksiyona koyacağı tespihleri takip ediyor ve ihtimamla koruyor.
Şen’in koleksiyonunda Osmanlı, oltu, ateş, sıkma, damla kehribar, zultanit, katalin, mercan, firuze, altın ve gümüş işlemeli el üretimi tespihler öne çıkan modüller ortada yer alıyor.
Ekrem Şen, AA muhabirine, ilginin bir arkadaşının ikramıyla ayrıldığını ve yaklaşık 10 harften beri tespih topladığını söyledi.
Bugüne kadar her biri bedelli taşlardan oluşan 3 bin 600’ü aşkın tespih biriktirdiğini belirten Şen, boncuk ve plastik olarak tabir edilen tespihleri koleksiyonunda bulundurmadığını dile getirdi.
El üretimi, bilhassa Osmanlı dönemiyle ilgili tespihlere karşı merak ettiğinu söz eden Şen, “Tespih artık bende bir tutku oldu. Ömrüm yettiğince tespih toplamaya devam ediyorum. Koleksiyonuma kattığım bir tespihi satmaya kıyamıyorum.” dedi.
Tespit bedelinin eskiliği ve özelliklerine göre değişiklik gösteriyor
Koleksiyonunda yer alan tespihlerin pahasının türüne, eskiliğine, kalitesine, yapan ustanın hünerine göre değiştiğine dikkati çeken Şen, elindeki tespihlerin maddi bedelinden çok manevi kıymetine değer verildiğini vurguladı.
Tespih pazarlarını ve müzayedeleri tertipli olarak takip ettiğini, kendisinde bulunmayan bir tespih görürse kesinlikle toplamaya katmak istediğini vurgulayan Şen, kelamlarına şöyle devam etti:
Benim için tespihlerin maddi tarafının hiçbir ehemmiyeti yok. 100 bin liralık bir tespih de 1 liralık bir tespih de benim için kullandıklarım. Zira bunların bir koleksiyon bedeli var. Hepsinin bir anısı, bir anısı var. Rastgele birisi artık gelse dese ki ‘Buna 10 milyon veriyor.’ O tespih satışlarının gelmiyor. Bu tespih değerli, bu kıymetsiz ama türlü bir ayrım yok. Yani bunlarda ustaların emekleri var.”
Şen, Osmanlı döneminde kehribar tespihlerinin çok az ve farklı şekilde genişlediğini çizerek, bunların hem değerli hem de çok az bulunduğunu dile getirdi.
Daha önceki tespihle hiçbir bilgi olmadığını zaman ile tüm incelik ve ayrıntılarını öğrenenini anlatan Şen, “Tespihi elimize alıp sallamayı değiştirdik ancak tespih sallanılmaz. Tespih çekilmek içindir. Tespih tanelerinin her biri sabırsızlıkla beklediği adedidir. Yani tespihi sallamak uyum sağlamaz, racon değildir. Tespihte sallama olayı yanlıştır, tespih yalnızca çekilmek isteyenler.” tabirlerini kullandı.
Koleksiyonunu sergilemek için iş yerinde özel bir yer ayırmayı kaydeden Şen, koleksiyonunu kişilere miras bırakmayı planladığını kelamlarına ekledi.