Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, 15 Temmuz darbe girişimini anlattı
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürü olan Mahmut Karaaslan, o gece yaşananları anlattı.
Darbe girişimi gecesi Ankara Vilayet Emniyet Müdürü olan teşkilata, “Merkeze ateş eden kim olursa olsun, karşılık verir” istikametinde uyarıda bulunan Mahmut Karaaslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz akşamı saat 21.00 sıralarında Genelkurmay Başkanlığı yakınlarında silah seslerinin duyulduğunu belirtti.
Karaaslan, bölgeye gönderdiği müdür yardımcısının, alandan ayrılmadan tekrar silah seslerinin yükseldiğini söylemesi üzerine, ekibin de olay yerine gittiğini söyledi.
Bir subayın, “Asker cinnet getirdi, onu etkisiz hale getirmeye çalışıyoruz”, bir diğerinin de “Terörist Küme geldi” demesi üzerine gerçek bilginin bilinmediğini düşündüğünü kaydeden Karaaslan, “Ekipleri, Genelkurmay Başkanlığı’nın hakkında topladım. Ankara Valiliği ve Genel Müdür Yardımcısı durumundan bilgi aldım, bir toplantı kararlaştırıldı. ‘Binalarımıza hiç bir zaman izin verilmeyecek, eğer varsa şiddetli bir biçimde yürürlüğe girecek, eğer varsa birliğin, en son silahla silahlandırılması’ kararı verildi.” diye konuştu.
Karaaslan, periyodun Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Başkanı Arif Çetin’in kendisini arayarak, Beştepe’deki Jandarma Genel Komutanlığı’nın işgal edildiği söylemesi üzerine, devrik Ankara Özel Harekat Şube Müdürü Eraslan Er’e de binayı darbecilerden kurtarma operasyonu yapıldığını aktardı.
“Polis ve vatandaşların direnişi bunları allak bullak etti, zıvanadan çıkardı”
Mahmut Karaaslan, saat 23.30 sıralarında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne giderken, Ulusal Kütüphane’yi kullanan darbe zıddı bir K.K. sivilin toplandığı anonsu düzeltildi, bütün parçalar kurtarıldı Genelkurmay Başkanlığı’na -> Yeniden yayınlandı
“Sabah kadar Genelkurmayı, polis ve vatandaş kuşatmış oldukça. Darbe planlamasını yaparken, muhtemelen geçmiş darbelerde neler olduğunu görmüş olmalılar ki ona kıyasla bir planlama yaptılar. Geçmişte bu türlü bir direniş yok, ne polisin direnişi var ne de vatandaşın yayılması var. Bu iki direniş bunları allak bullak etti, zıvanadan çıkarttı. Meclis’in, bizim binamızın, Özel Harekatın, Külliye’nin bombalanmasını, uygunca çıldırmışlığın sonucu bir davranış olarak yaşadık.”
Turgut Aslan’ın nasıl kurtulduğunu anlattı
Jandarma Genel Komutanlığında darbecilerin başından vurarak yaraladığı dönemin TEM Daire Başkanı Turgut Aslan’ın kurtarma sürecini grubuyla yöneten Mahmut Karaaslan, yaşananları şöyle anlattı:
“Emniyet Genel Müdürlüğü’nde bulunan toplantıda Turgut bey yoktu, halkuki birinci haberKademelida Turgut beyefendiyle birlikteydik. Ben Genelkurmay’a gitmek üzere ayrıldığımda, jandarmaya gideceğini söylememişti, daha sonra bir haber bulamadık. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar Turgut beyefendiden haber bulamadık. Beştepe’deki binada şiddetli çatışmalar yaşanıyordu, sabaha karşı Eraslan Er, arayarak Turgut Liderin içeride olduğunu söyledi. Binaya yönelik operasyonda bize ulaşan müşterimiz daha da arttı. Saat 06.00 itibariyle binaya tahliye edildi, Eraslan Er arandı, ‘Turgut Liderimizi bulduk, yaşıyor’ dedi, müdafaası şehit olmuştu.”
Eski Emniyet Müdürü Karaaslan, ülkelerin içine düştüğü zorluklarda ilgili mevti göze almak için yemin etmiş beşerlerin bizim lisana uyduğunu söyledi, şöyle devam etti:
“(Öleceksek bunun için ölmemiz gerekiyor) dedim. O buyrukları de bu hislerle söyledim. Birinci emrim Genelkurmay’ın kuşatılması oldu. İkinci ve değerli emrim, binalara polis dışında hiç kimsenin sokulmaması, tabir motamot Şöyle ‘Asker maskeli dinlemeyip, direniş olursa misliyle etkilenen karşılık vererek binalara sokulmaması’ talimatını verdim ve bu arkadaşlarım da bu emirlerimi harfiyen yerine getirdi, yerine getirmeselerdi kuru kelamdan ibaret kalırdı, bir muvaffakiyet varsa bu hisse arkadaşlarımındır.”
“Milletimiz, müşterilerinin o uğraşının gerisinde durmaya devam etsin”
Mahmut Karaaslan, son günlerde toplumsal medyada FETÖ’cülerin kendilerini yansıtan söylemlerini ve kendilerine yapılan hareketleri içeren bir komplo teorisini ortaya koymaya çalıştıklarını belirtti. Söyleşide şu ifadeler yer aldı:
“Diyorlar ki ‘Masum beşerler ne yapmışlar, Bank Asya’ya para yatırmışlar, beşerler bundan mahkum mu edilir?’ Bunlar o denli bir örgüt ki, ‘Silahlı değil’ diyorlar, ordunun silahlarını taşırlar, hangi terör örgütünde savaş uçağı, tank var? O gece Polatlı’dan getirilen kamyonların üzerini füze yüklü, koltukta bu insanlara ‘silahsız’ nasıl sunuluyor? Beni üzen güya o günler yaşanmamış olmak üzere, bir milletin hafızası bu kadar zayıf olmamalı. Biz bunu unutursak yarın tekrar emsal tehlikelerle karşı karşıya kalmazız. O gün yapılanlar, o gün verilen çaba sonuna kadar haklı bir uğraş, sürücülerine depolamak gayret hakikat bir gayret, milletimizin dergilerinin o çabasının “Gerisinde durmaya devam etsin.”
