Ali Koç: ”FETÖ vaktindeki yaşadıklarımız gibi!”
Ali Koç, yaptığı konuşmada çarpıcı tabirler kullandı.
İŞTE ALİ KOÇ’UN AÇIKLAMALARI
“Fenerbahçe ile uğraşanlarla ilgili bir şey söylemek istiyorum. Hafta sonu bahtsız olaylar yaşandı. Öncelikle olmaması gereken ögeler fakat birtakım malum medya etraflarında gördüklerimiz, güya Fenerbahçe hatalı, Fenerbahçe tahrik etti diye yansıtılmaya çalışıyor. Neredeyse cürümlünün yasal, haklı olduğu bir ortam yaratılıyor. Bir defa Fenerbahçe’ye bu zulmü yaşatmaya devam etmeyin. Biz alıştık. Şampiyonlukların çalınmasına alıştık. Hatalı gösterilmeye alıştık. Ben fiili hücuma uğruyorum. ‘Yok efendim neden alandayım?’ Otobüsümüz kurşunlanıyor, hala faili meçhul. Biz Fenerbahçe olarak alıştık. Artık norma haline geldi. Haksızlıklar, bize yaşatılan zulüm biz alıştık. Artık sizlerin karar vermesi lazım bunu ne kadar devam ettirmek istediğinize. Bence bu ülkeye ülkeye hiç yarar sağlayan bir durum değil.”
”BEN NEDEN ALANA İNDİM?”
“Gelelim cumartesi akşamına, niçin olaylar yaşandı, ben neden alana indim? Tıpkı 3 Temmuz sürecinde taraftarımız bir deplasman maçına gittiği vakit yaşatılanların birebir aynısı bize yaşatıldı.”
”OLAYLARI YATIŞTIRMAK İÇİN ALANA İNDİK”
“Daha alana gelmedik, stadyumun dışındayız. Polislerin önünde formalar alındı, formalarımız yakıldı. Hiç süreç yok. Benim oraya inme sebebim, maçta da öndeyiz. Ben tahrik etsem, alana mı inmem lazım. 2-0 öndeyiz, taraftarımız kan ağlıyor. Taraftarımız “Yönetim bize sahip çık” diye bağırıyor. 3 yöneticimiz stadyumun dışından otobüslerin yanına gittik. Ben ve Burak Bey, alandan indik. Zira bizim akreditasyonumuz var. Niçin indik, devre ortasında polis ile taraftarımız ortasında tatsız olaylar vardı. Olayları yatıştırmak ve taraftarımızı tribüne almak için biz bir refleks gösterdik.”
”FETÖ VAKTİNDE YAŞADIKLARIMIZ GİBİ”
“Bazı talimatlara alışılmamış hareketler yapmak zorundaydık fakat mecburduk ancak yapmak zorundaydık. Diğer olaylar yaşansın istemedim. Ne oldu, tahliye kapıları açıldı, taraftarımız tribüne alındı, hiç olmazsa maçın kalan 40 dakikasını izlediler. Biz alana indiğimizde daha maç başlamamıştı. Stadın fiziki pozisyonundan ötürü 10 dakika alana inebilmemiz. İşimizi hallettiğimizde ne yazık ki maç başlamıştı. Maç oynanırken alanda olma üzere bir nedenimiz yoktu. Ancak niçin zulüm yaşadı bizim taraftarımız. Taraftarlar, Buca ve Bornova’da toplanıyor. Emniyetteki kimi mensuplar da İzmir’den gelenleri bir an evvel stadyuma sokalım, sonra da İstanbul’dan gelenleri Buca’dan getirelim diyor, amir kabul etmiyor. Bizim taraftarlarımız stadyuma 21.30’da varıyor, birçoğunu saat 22.00’ye kadar otobüste tutuyor. Biber gazı, yalnızca taraftarlarımız değil, yöneticiler de yedi. Tıpkı FETÖ vaktinde yaşadıklarımız üzere.”
“KELEPÇELERİ ÇIKARDILAR, MAÇI İZLEDİ”
“Emniyet niçin bekletti taraftarlarımızı? Bize geç geldi dediler ancak o denli olmadığını gördük. Biz dönerken herkesin bildiği olaylar yaşandı. Bizim sonuna kadar gideceğimiz olay, orada emniyetimizin tavrıdır. Emniyet, devlettir. Devlet, devletliğini göstermek zorundadır. Devlet bunu yapmadığında kaotik ortam oluşur. Bu kişiyi yaka paça aldılar. Sonra içeride kelepçeleri çıkarıp, sonra arkadaş maçı izliyor. Biz bunları bilmiyorduk. Maç bitiyor, ne yapacağız diyorsunuz bu adamı. Spor şube müdürü, “Gözaltına aldık, işlem yaptık” diyor spor şube müdürü. Ben ondan da şikayetçi oldum. Evrak istiyoruz, savcılıktan isteyin diyorlar. Biz 20-25 deplasmana gidiyoruz. Bir olay olduğunda stadyumda süreç yapılır. Bu arkadaşa hiçbir süreç yapmamışlar. Devleti temsil eden spor şube müdürü yalan söylüyor, gözaltına alındığını sanıyoruz lakin stadyumdan ayrılırken adamı stadyumda görüyoruz. Geri dönüp, “Hani gözaltına almıştınız?” “Bu esnaf, kaçacak yeri yok biz biliyoruz nerede olduğunu. Sonra alacağız” diyorlar. Bize aldık demediniz mi? Biz kafile olarak geri döndük. Süreç yapılmamış. Sonra bir gazeteci, bu kişiyi takip ediyor ve bu kişi garajdan, polislerle tokalaşarak stadyumdan ayrılıyor. Nerede devlet? Bu diğer bir gruba yapılsa, bu türlü mi ele alacaktınız. Birileri size talimat mı verdi? Bunların karşılıklarını alacağız. Elimizde bunların, evrakları var.”
“HER HAKEM DÜDÜĞÜNDE TACİZE UĞRADIK”
“Maç başladığından, devre ortasına kadar her hakem düdüğünde tacize uğradık. Tacize, hakaret edildik. Sesimizi çıkarmadık. Gol attık, tatsızlık olmasın diye sevinmedik. Devre ortası oldu. Oradaki polis memuruna niçin bir şey yapmadıklarını sorduk. “Kusura bakmayın, haklısınız ancak tek kişiyim” dedi. Protokolde bir tane polis vardı. Devlet, yok konut sahibine sempatik görüneceğim, yöneticilere sempatik görüneceğim, olmaz o denli şey. Devlet, devlet olduğunu göstermek zorunda. Göstermezse iş bu noktalara gelir. Zati kişinin hata evrakı o denli bir kabarık ki… O denli bir beşere nasıl akreditasyon veriyorlar, nasıl taraftardan sorumlu yönetici rolu veriliyor? Olacak iş değil. Ondan ve ilgili emniyet mensuplarından hata duyurusu yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.”
“Burada gerçekler ortaya çıkacak. Müfettişler atanmış hususa. Müfettişler, yanlışsız bir halde incelerse, bizim söylediklerimizden mevzuyu araştırırlarsa, işin ne olduğu net bir halde ortaya çıkacaktır. Trabzon’da yaşadıklarımızdan sonra burada yaşananlarda da hiçbir şey olmamış üzere davranılacaksa, o vakit çok büyük sıkıntı var diyorum.”
